Volvo S90'ın Türkiye lansmanı yapıldı

Yazı: Emrecan Yıldırım

Volvo’nun yeni lüks sedan otomobili S90 geçtiğimiz günlerde Raffles İstanbul Zorlu Center’da gerçekleşen bir lansmanla ilk kez tanıtıldı.

Lansmanın özel sunumunu ise Halit Ergenç üstlendi. Ayrıca lansmanda Türkiye’de ilk kez Hololens Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) gözlüğü deneyimini yaşayan şanslı kişiler olduk. Nedir Hololens artırılmış gerçeklik?

Volvo otomobillerinin kazadan kaçınma, güvenlik sistemleri, akıllı ve sürdürülebilir çözümleri ya da yeni bağlantı hizmetleri gibi farklı yeteneklerini somut bir şekilde Hololens gözlük ile deneyimleme şansı sunan sanal bir test sürüşü platformu.

Otomobile gelecek olursak, adını duyar duymaz artık markanın yarattığı güvenlik algısından daha çok, Volvo’nun ortaya çıkardığı bu şahane karizmaya sahip otomobilin tasarımı aklıma geliyor ilk unsur olarak. Bu tasarım 2015 yılında En İyi Üretim Otomobili Tasarımı (Production Car Design) ödülüne layık görülmüştü.

Aracın ön yüzünden yer alan ızgara ise İsveçli markanın köklü tarihinde bir mihenk taşı niteliğinde olan P1800 modeline yapılmış bir gönderme. Ön farlara geldiğimizde ise fotoğraflarda görünenden çok daha şık ve karizmatik olduğunu söylemem gerekiyor.

Aslında ilk olarak XC90 modelinde kullanılan “Thor’s Hammer” yani Thor’un çekici farlar S90’da çok daha fazla hoşuma gitti. Thor, İsveç mitolojisinde yer alan önemli kahramanlardan birisi ve alametifarikası ise çekici. Benim dikkatimi çeken ise böyle bir ayrıntının ve detayın kullanılması. Çünkü otomobilin tasarımı o kadar tok duruyor ki, hiçbir şeyin öylesine yapıldığını ve rast gele konulduğunu düşünmüyorsunuz. Yavaş yavaş çoğu markanın ön yüzünü kesin olarak belirleyip artık marka imzası taşıyacak niteliğe getirmesinden sonra Volvo da bu furyaya katılmış gibi görünüyor. Öyle sanıyorum ki yeni çıkacak modellerde de tasarımda bu karizmatik “Thor’s Hammer” imzasına yer verilecektir.

Aracın profiline geçildiğinde ise gerçekten uzun bir otomobil olduğunu anlıyorsunuz. Aynı zamanda yere daha yakın tutulmuş ve sağlam adımlarla yere bastığı anlaşılan Volvo S90’da altın oranlar kullanılmış gibi. İşin garibi aslında araç yandan bakıldığında da çok sağlam bir çekici andırıyor gibi. Camlar ise kısa tutularak daha çok sportif görünüm kazandırılmış. Arka kısımda ise bagaja doğru uzanan bir forma sahip stop grupları ile bütün heybetini devam ettiriyor. Kısaca söylemek gerekirse yeni Volvo S90 fotoğraflardan gördüğünüzden çok daha şık ve karizmatik.

Hem iç tasarım hem de kabine gelecek olursak, içeride de en az dış tasarımda bahsettiğim kadar kaliteli hissettiren detaylar mevcut. Kokpit sizi son derece özel hissettirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sürüş pozisyonu oldukça sportif. Pedallara doğru giden bölümde bir eğim yaratılarak daha etkili bir sürüş pozisyonu yaratılmış.

Artık Volvo’nun orta konsolda yer verdiği, birçok işleve sahip ipad büyüklüğündeki ekranını bilmeyeniniz yoktur. Ekranın görsel kalitesi de, dokunmatik kalitesi de gerçekten çok iyi. En az elimizden düşürmediğimiz iphone'lar kadar iyi kalibrasyona sahip. Dış tasarımda bahsettiğim kısa cam mesafeleri içerideki ferahlığa vurulan bir darbe olmamış. Hem açık renkli iç döşemeler hem de boyutları sayesinde içeride son derece ferah bir ortam yaratılmış. Arka diz mesafesinden hiçbir sıkıntı yok. Baş mesafesinde ise 1.95 boyuna kadar yine hiçbir sorun olacağını düşünmüyorum. Aracın 4 çeker aktarma sisteminden dolayı ise büyük bir şaft tüneli mevcut. Zaten bu segmentte arka koltukların 3 kişilik olması beklenen bir şey değil, olması da gerekmiyor.

Tabii ki Volvo denince ilk akla gelen güvenlik konusundan bahsetmezsek olmaz...

Volvo’nun 2020 hedefi için birçok otonom sürüş adımlarından oluşan bileşenleri bir araya getirmesi ile yeni S90’da da yine çığır açacak güvenlik sistemlerini bünyesine katmış. Bunlardan ilki; City Safety, yani Şehirde Güvenlik Sistemi. Yine dünyada bir ilk olan, büyük hayvan algılama teknolojisi Şehirde Güvenlik Sistemi’ne entegre edilmiş. Gece, gündüz fark etmeden önünüze çıkabilecek her türlü büyük hayvanları algılıyor, sürücüyü uyarıyor ve çarpışmayı önlemek için fren desteği sağlıyor. Hatta etraftan aldığı veriler sayesinde eğer etrafta herhangi bir tehlike yaratmayacaksa yönünü bile değiştirebileceği önlemler alıyor. Tabii ki bu özellik sadece hayvanlarla kısıtlı tutulmuş bir şey değil. Önünüze çıkan bir bisiklet, dalgın bir yaya, veya koşan bir çocuk gibi her türlü tehlikeli unsurunu algılayabiliyor.

İkinci olarak Pilot Assist görevi bulunuyor. Pilot assist tam olarak sıkışık trafikte isteyeceğiniz yardımcı pilot gibi bir göreve sahip. Devreye soktuğunuz zaman adaptive cruise control sayesinde önünüzdeki aracı takip ediyor ve size sadece direksiyonu tutmak kalıyor. Bunu sadece sıkışık trafik olarak düşünüyoruz ama S90 tüm bunları 130 km/s hıza kadar yapabilme yeteneklerine sahip. Aynı zamanda şerit çizgileri içerisinde kalmayı referans olarak belirlediği için bu özelliği önünüzdeki otomobil ile değil, şerit çizgilerini referans alarak bunu gerçekleştiriyor.

Pilot Assist, Volvo’nun önem verdiği yenilik alanlarından biri olan, tam otonom sürüşe geçişte önemli basamak oluşturuyor.

Adaptif Hız Sabitleyici (Adaptive Cruise Control), Mesafe ikazı ve ileri düzey yarı-otonom sürüş özelliği Pilot Assist, IntelliSafe Assist adı altında yer alıyor. Dikkat çeken tarafı ise bu özelliğin opsiyonel olarak değil tamamen standart olarak sunuluyor olması. Bu markanın aslında kullanıcılarına da kendi prestijine de verdiği önemin en büyük kanıtı.

Volvo’nun daha önce yine XC90’da opsiyonel olarak sunduğu Bowers & Wilkins ses sistemi S90’da da opsiyonel olarak sunuluyor. Bu ses sisteminin kalitesini anlatamam çünkü gerçekten en az sürüş hisleri kadar deneyimlemeniz gereken bir şey. Lansman dahilinde özel bir şekilde bu ses sistemini deneyimledik ve yüksek sesten rahatsız olan ben, hiçbir rahatsızlık hissetmedim.

Motor; D5 adı verilen 2 lt, 4 silindirli 235 bg motor seçeneğine sahip. Bu motor gücünü AWD (dört tekerlekten çekiş) sistem ile yola aktarıyor. Bu turbo motorda ilk kez kullanılan bir detay ise “Power Pulse”. Nedir bu Power Pulse? Turbo gecikmesinin önüne geçmek için motora entegre edilen bir hava kompresörü. Bu kompresör turbonun ilk hızını vererek çok daha iyi kalkış performansı ve hızlanma gerçekleştirmesini sağlıyor. Aynı zamanda alt devirlerde de turbo gecikmesinden gelen güçsüzlük hissini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Aracın heybetli yapısını ve ağırlığını da göz önünde bulundurursak motora entegre edilen bu sistem gerekli ve kullanımı bir o kadar da keyifli gibi görünüyor. Tabii ki bunları kesin olarak söylemek için otomobilin yol sürüşünü yapmamız gerekiyor.

Sonuç olarak, Mercedes ve BMW gibi rakipleri karşısında tasarımı ve güvenlik donanımları ile en çok dikkati üzerine çeken Volvo farklı bir şeyler yapmış ve bunları yaparken her zaman geleneklere ve güvenlik önlemlerine sadık kalmış gibi görünüyor.

Fiyatı ise 291.000 TL’den başlayan S90 rakipleri karşısında bence tercih edilebilecek seviyede ve güzellikte bir otomobil.