İncelememize Smart’ın en güçlü olduğu noktadan başlıyoruz; tasarım…
Smart’ın kısa sürede çok sevilmesini sağlayan en önemli şey olan kendine has tasarımı, üçüncü jenerasyonuyla da devam ediyor. İlk iki jenerasyon fortwo arasında tasarım olarak çok büyük farklılıklar bulunmazken testimize katılan üçüncü jenerasyon fortwo kendinden önceki modellere göre çok daha farklı bir duruş sergiliyor. Evrilen bir tasarım yerine ana yapıyı koruyarak oluşturulan yeni bir tasarım konseptine sahip olan yeni fortwo yine bütün ilgiyi üstüne çekmeyi başarıyor.
Tanıtıldığı yıllarda otomotiv sektörüne alt segment otomobillerde de kişiselleştirme seçeneği sunulabileceğini gösteren Smart’da binlerce kombinasyon yapabiliyorsunuz. Plastik gövde panelleri sayesinde kolayca kişiselleştirilebilen model kullanıcının tarzını direkt olarak yansıtabilmesine olanak sağlıyor, böylece etrafta gördüğünüz Smart’ların birçoğu birbirinden farklı olabiliyor.
İlk iki jenerasyonunun aksine daha büyük ön ve arka far grubuna sahip olan fortwo’da LED teknolojisi unutulmamış ve far grubunda, gündüz farlarında yerini almış. Bunun yanında kısa ve uzun hüzmelerde hâlâ halojen kullanılması en büyük eksiklerden biri.
C sütunu da bulunan hava giriş fortwo’daki sportif detaylardan yalnızca biri olarak görünüyor. C sütunu hariç tamamen plastik gövde parçalarının kullanıldığı fortwo’da ön kaput kilidinin dışarıdan açılabilmesi oldukça büyük ve tehlikeli olabilecek bir eksik olarak göze çarpıyor. Tehlikenin sebebi ise ön kaputun altında bulunan motor yağı doldurma haznesine kaputun dışarıdan açılan yapısı yüzünden üçüncü kişiler tarafından kolayca ulaşabilmesi. Ayrıca kaputun araca menteşeler yerine kumaş kablolarla bağlı olması da eksiklerden bir tanesi.
Sevimli, küçük ve ilk çıkan model gibi ilgi çekici… Fortwo üçüncü nesilde de geleneklerini devam ettiriyor.