Ne yazık ki kabin yeni fortwo’nun en büyük handikaplarına en sahiplik yapıyor. Bunların en büyük nedeni ise Renault ile kullanılan ortak parça sayısının fazla olması.
Anahtarı elinize almanızla başlayan bu ortak parça kullanımı kapı kollarından, far-silecek koluna kadar temas ettiğiniz birçok parçada devam ediyor. Bu kadar çok parçada Renault imzasını görmek bu denli özel tasarıma sahip bir araç için kabul edilemez bir şey. Özellikle ikinci jenerasyon Megane ile aynı olan kapı kollarının fortwo’nun içine hiç yakışmadığını söylemezsek olmaz.
Kabinde bulunan Renault logolu parçalara bakmadığımızda ise karşımıza gerçekten Smart’ı yansıtan sevimli bir tasarım olduğu göze çarpıyor. Aynı dış tasarımında olduğu gibi birçok kişiselleştirme seçeneğine sahip olan modelde yönü değiştirilebilen devir saati ise en çok sevdiğimiz detaylardan biriydi.
Hız göstergesinin ortasına entegre edilen bir ekranın kullanıldığı fortwo’da bu ekran aracılığıyla otomobile dair bilgilere ulaşılabiliyor. Küçük yapısından dolayı birçok kişinin en çok merak ettiği nokta olan diz ve baş mesafesi ise standart bir otomobilden pek de farklı değil ve bu Smart’ın en büyük başarılarından biri.
Koltukların arkasında kapı içlerinde birçok saklama gözünün bulunduğu modelde bagaj iki kişi için yeterli (190- 350 litre) genişlikte. Bagajın en büyük sıkıntısı ise motorun üstünde (motor arkada konumlandırılmış) yer alması ve motorun sıcaklığından etkilenip ısınması. Sürücü tarafındaki kolçak yerinin gözlük cebi olarak tasarlanması ise oldukça ilginç bir tasarım detayı olarak öne çıkıyor.
Kolay kullanıma sahip olan kendine has tasarımlı bir klima kontrolüne sahip olan fortwo’da klimanın performansı ise pek iç açıcı değil. Özellikle trafikte ve performanslı kullanımda soğutmak konusunda başarısız olan klima sıcak günlerde sıkıntı çıkarabiliyor.