90’lı yıllarda büyüyen bir otomobil fanatiğiyseniz burada görmüş olduğunu otomobilin anlamı sizler için büyüktür. Belki Evo VIII değil ama daha önceki jenerasyonları olan V ve özellikle VI, Tommi Makinen ustanın ellerinde Dünya Ralli Şampiyonasının üst sıralarında yer alırken, aynı zamanda cadde versiyonları da bizim gibi ‘küçük otomobilcileri’ gönlünden fethediyordu.
Evo’nun etaplardaki başarısı, caddedeki en büyük rakibi Impreza’nın adını duyurmaya başladığı McRae zamanlarından hemen sonra duyulmuş, ralli dünyasının bu iki devi aynı rekabeti sokaklara taşıyarak adlarını altın harflerle tarihe yazmıştı. O dönemlerde büyük spoylerleri, geniş hava girişleri, abartılı tasarım öğeleriyle Evo’ları görmek büyük bir ayrıcalık, onlara sahip olmaksa tam anlamıyla bir ütopyaydı. Ne zaman bir Evo görülse ‘üüffff alete bak yaa, bununla ne giderim ama’ ya da ‘olm o kanat varken virajlara istediğin her hızda girersin’ geyikleri yapılır, STI fanatiklerinin hemen savunmaya geçtiklerini görebilirdiniz: ‘Bence STI daha iyi, bi kere sesi yeter!’, ‘çok sevdiğiniz Makinen bile Evo’yu bıraktı Impreza’ya geçti’ cümleleri klişe olmakla birlikte çokça duyduğumuz sözlerdendi.
Bugünlerde böyle konuşmalar, çocukça heyecanlar hissettiğimiz otomobil sayısı giderek azalıyor ve işin kötüsü bahsettiğimiz bu iki marka bile devam modellerini üretme konusunda başarılı değil. Evo’lar ‘X’ adı verilen, onuncu versiyonundan sonra üretilmiyor ve bırakın ralli otomobillerini, cadde modellerini bile göremiyoruz.
Bu yüzden bir Evo kullanma şansınız oldu mu bunu kaçırmamalı, hemen değerlendirmelisiniz. Özellikle de kullanacağınız Evo modeli Türkiye’nin tek beyaz renkli Evo VIII modeliyse. Evet, bu bildiğiniz Evo VIII’lerden değil, Türkiye sınırları içinde bulunan tek beyaz renkli cadde otomobili çünkü diğerlerinin tamamı kendilerini etapların tozlu yollarına bırakmış durumda. Bu da otomobilimizi çok daha özel bir hale getiriyor.