Atlantik’in diğer ucunda Tesla’nın gözdesi Model S’inin direksiyonuna geçiyoruz
Herhalde Tesla’nın nasıl bir sürüşe sahip olduğunu merak etmeyen yoktur. Bizler de bugüne kadar birçok otomobil kullanmış olsak da California’da üretilen ve piyasaya çıktığı günden beri adeta çığır açan Tesla’nın nasıl bir sürüşe sahip olduğunu, performansını ve tüketimini çok ama çok merak ediyorduk. Neyse ki ABD gezimiz (aslında bir tatildi) esnasında Tesla’ya uğrayıp bir test sürüşü gerçekleştirme şansımız oldu. Hemen söyleyelim bu kısa sürüşten son derece etkilendik.
Yine de Model S’in sürüşüne geçmeden önce biraz Tesla’nın nasıl bir marka olduğunu ve nereden çıktığını araştıralım.
Marka olarak Tesla
Tesla Motors, 2003 yılında Elon Musk tarafından kurulan bir şirket. Asıl işleri otomobil üretmek gibi görünse de Tesla bunun dışında da birçok iş koluna sahip: Evlerin elektrik ihtiyacını karşılayan Powerwall’un satışı, Daimler ve Toyota gibi markalara batarya teknolojisini pazarlamak gibi detaylar bunlardan bazıları.
Tesla’nın en büyük özelliği tüm modellerinin tamamen elektrikli olması. Uzun menzil en büyük özellikleriyken, şarj noktalarının hemen hemen her noktada yer alması, otomobillerin bağlantı teknolojilerinin son derece gelişmiş olması gibi detaylar markayı diğer üreticilerden farklı kılıyor. Bataryaları için Japon devi Panasonic ile anlaşma yaptılar ve bu sayede çok daha güvenilir bir altyapı kurmuş oldular.
Tesla’nın ilk otomobili Roadster 2008- 2012 yılları arasında üretilmişti. Roadster’ın temelini Lotus Elise oluşturuyordu ve otomobil yine sadece elektrik motoruyla donatılmıştı. Roadster, 53 kWh kapasiteli bataryasıyla, fabrika verilerine göre 393 km menzile sahipti ve dünyanın ilk lityum ion batarya kullanan otomobili olarak tarihe geçmişti. Roadster, Tesla’yı dünyaya tanıtan otomobil olmasının yanı sıra elektrikli otomobillerin sürüş keyfi verebileceğini kanıtlayan da bir ürün olmuştu. Üretim 2012’de, Tesla’nın Lotus ile yaptığı anlaşmanın sona ermesi üzerine bitti ve toplam üretim sayısı 2500 adet olarak belirtildi.
Roadster’ın ardından markanın ikinci modeli Model S ise 2012’de üretimine başlanan ve Premium sedan sınıfında yer alan bir otomobil. Tesla’nın tamamen kendi tasarımı ve üretimi olan Model S, tanıtıldığı günden beri otomotiv dünyasında büyük bir ses getirdi ve getirmeye devam ediyor. Model S’ten sonra Tesla geçtiğimiz günlerde üçüncü modeli olan ve SUV segmentinde yer alan Model X’i tanıttı ama bu başka bir konu. Biz Model S’e geri dönelim.
Şu anda Model S’in P70, 80, P85 ve P85D olmak üzere dört farklı versiyonu bulunuyor ve otomobillerin adındaki rakam, bataryaların kapasitesini temsil ediyor. Yani 70D’de 70 kwh, 85D’de 85 kwh’lık bir batarya bulunuyor. Bunu yakıt deposu olarak da düşünebilirsiniz, kapasite ne kadar büyükse otomobilin menzili o kadar uzuyor.
Bizim kullandığımız 70D modeli, Model S’in ilk versiyonu olan 60D’nin yerini alan bir model ve ister dört çeker isterseniz arkadan çekişli olarak alınabiliyor. Test ettiğimiz araç dört çeker ve çift motorluydu.