BMW Grubu’nun dünyanın en iyi dizel motorlarını ürettiğine şüphe yok. 320d, 335d ya da 550d gibi sınıfının en iddialı ve performanslı motorları Bavyera’dan çıkıyor ve benzer yaklaşımları daha düşük hacimlerde de görüyoruz. Belki 116d’de bulunan 1.6 litrelik ünite sınıfının en güçlüsü ya da performanslı motoru değil ama fazlasıyla ekonomik olduğunu biliyoruz: 3.8 lt/100 km ortalama tüketim ve 99 g/km’lik emisyon değerleri oldukça etkileyici.
Dolayısıyla Countryman’in dizel versiyonu olan D’de de bu motora yer verilmiş olması iyi bir haber. Ayrıca bizler gibi sürüş keyfi arayan kullanıcılardansanız ve otomatik şanzımanlarla aranız iyi değilse, dizel versiyon varlığı çok ama çok önemli. Çünkü manuel şanzıman sadece bu motorla birlikte sunuluyor. Hoş, zor kullanımı nedeniyle çok bir keyif verdiği söylenemez ama yine de debriyaja basarak bir Countryman kullanmayı merak edenler için ideal.
Peki hem sürüş keyfi hem de ekonomi vaad eden Countrymen D nasıl bir sürüşe sahip? Açıkçası daha önce Countryman’in S ve Cooper motor seçeneklerini kullandığım için hemen hemen nasıl olduğu hakkında bir fikrim var. Countryman’in benzinli versiyonları tüm Mini modelleri gibi muhteşem direksiyon tepkileriyle dikkat çeken, sert süspansiyon yapısına sahip Crossover’lardı. Genel özellikler D’de aynen korunmuş. Direksiyon tepkileri diğer tüm üreticilere ders verecek cinsten. O kadar iyi tepkilere sahip ki Countryman D’nin 1385 kg ağırlığında (!) olduğunu unutuyorsunuz. Gerçekten de o kadar ağır mı? Tabii diğer Mini’lerde gözlemlediğimiz gibi çok tecrübeli olmayan sürücülerin elinde bu direksiyon tepkisi biraz yorucu bir hal alabiliyor. Çünkü en küçük girdi bile araca etki ediyor ama bunun ötesinde otomobilin sürüş keyfine çok şey kattığını da söylemeliyiz.
Gelelim çok merak ettiğimiz motora. 1.6 lt’lik ünite BMW 116d’dekinin aynısı. 1598 cc hacminde, twin scroll turboya sahip ama BMW’deki kardeşi gibi 115 bg yerine 112 bg (4000 d/dak) ve 1750 d/dak’da 270 Nm tork (BMW’de 260 Nm) üretiyor. Tabii burada az önce bahsettiğimiz gibi ütopik tüketim değerlere ulaşamıyor ağırlıktan dolayı ve ortalama 4.4 lt/100 km yakıt tüketimiyle, 115 g/km emisyon değerinde kalıyor. Aslında bunlar tek başına çok etkileyici değerler olsa da 116d’nin değerlerinden dolayı etkileyiciliğini kaybediyor. Yine de sınıfının en ekonomik araçlarından biri olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Üstelik BMW’de o kadar da canlı hissettirmeyen bu motor Countryman kıyafetlerinde o kadar istekli ve canlı hissettiriyor ki şaşırırsınız. Sanki 112 değil de 132- 142 bg üretiyor gibi davranıyor. Çok kolay devirlenmesi bir yana, turbo gecikmesinin hemen hemen olmaması ve kısa şanzıman oranları sayesinde otomobile yeterli performanslı sağlıyor. Kâğıt üzerinde baktığınızda 0-100 km/s hızlanması 10.9 sn, maksimum hızı da 185 km/s olabilir ama Countryman D çok daha seri hissettiriyor.
Motor, ses olarak biraz kaba bir yapıda. Bu da aracın genel rafine yapısına pek iyi uyum sağlamıyor, belki biraz daha bu konuda çalışma yapılabilirdi diye düşünmeden edemiyorsunuz. 6 ileri manuel şanzıman kemikli geçişlere sahip, bu sürüş keyfine katkıda bulunan bir unsur olsa da BMW 116d’de yaşadığımız ‘1 yerine geri vitese’ geçme durumu burada da söz konusu. Geri vitesin konumu mandalı çekerek bire takma şeklinde düşünülmüş ancak mandalın kullanımı zor ve bazen mandalı çekseniz bile geriye girmiyor. Bize göre BMW bu konuda bir değişikliğe gitmeli ve kullanıcılarının bu zorluğu yaşamalarını önlemeli. Bunun dışında dizel motorda otomatik seçeneğinin de sunulması iyi olabilirmiş.
S versiyonlarına göre daha yumuşak süspansiyona ayarına sahip Countryman D virajlarda daha çok yatan bir yapıda. Düzgün zeminli yollarda konforlu diyebileceğimiz araç hafif arazi koşullarına, performanslı kardeşlerinden daha iyi uyum sağlıyor. Amortisörler daha iyi darbe emiyorlar ve araç gereksiz şekilde sallanmıyor, ayrıca arka taraf S gibi yolcuları zıplatmıyor. Tabii amortisörleri bir SUV gibi geniş kullanıma sahip değil ama dizel versiyon kesinlikle Countryman S’e göre daha başarılı arazi özeliklerine sahip. Tabii virajlarda biraz daha fazla gövde hareketi olduğunu söylemek gerek. Gövde yüksekliği yumuşak ayarlı süspansiyonla birleştiğinde ortaya bu sonuç çıkıyor kaçınılmaz olarak.
Countryman iyi yol tutan bir crossover, sürüşü kaliteli ve güven veriyor. Sert kullanıldığında bile buna ayak uyduran bir yapısı var ve zorlandığında türünün diğer örnekleri gibi tedirgin edici yapıda değil. Belki de bu Mini Countryman’in en büyük özelliklerinden biri. Asıl odak noktası sportif sürüş olan bir crossover’dan beklentilerinizi karşılıyor ama bazen ‘acaba sert süspansiyon ayarı daha mı iyiydi?’ diye düşünmeden edemiyorsunuz...
Sonuç
Sadece önden çekişli ve manuel şanzımanlı olarak satılan Countryman D’nin anahtar teslim fiyatı 31.000 Euro olarak belirtiliyor. Bu belki rakiplerine (Skoda Yeti, Nissan Juke) göre biraz yüksek gibi görünebilir ama sadece verdiği sürüş keyfini düşündüğünüzde bile tatmin oluyorsunuz istenen mebladan.
Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz; rakipler aileyi taşımak, geniş iç hacim sunmak ve pratiklik, yani bir Crossover’ın temel özellikleri konusunda Countryman’in çok ilerisindeler. Mini temsilcisi tipik crossover özelliklerini tam olarak karşılamak yerine tasarım ve sürüş keyfi üzerine odaklanmış bir otomobil. Bu anlamda düşündüğünüzde eğer crossover alacaksanız ve fiyat sizin için belirleyici bir unsursa, Countryman bir anda hedefinizden çok uzaklaşmaya başlıyor. O daha niş ve belirli bir kesime hitap eden bir yapıda ama bu onun suçu değil, markanın genel yaklaşımı bu şekilde.
Ne demişler; gülü seven dikinine katlanır. Eğer onu sevdiyseniz bu kusurlarını görmezden gelebilirsiniz...