Citroen DS deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama benim aklıma muhteşem otomobiller, pnömatik süspansiyon ve zamanına göre oldukça yenilikçi özellikler geliyor. Evet DS, Citroen için çok çok önemli, geçmişinde ciddi şekilde yer etmiş bir marka; yoksa model adı mı demeliyiz?
Dolayısıyla DS markasının modern dünyada bir kez daha ortaya çıkmış oluşu, bizim gibi otomobil severler için çok güzel. Tabii bunun, bu şekilde olacağı aklımızın ucundan geçmezdi o ayrı, daha büyük, daha prestijli otomobillerdi DS modelleri. Anti Retro diye tanıtılan ilk DS modeli olan DS3, her ne kadar retro olmadığını iddia etse ve öyle görünse de ismi nedeniyle ilk olarak o şekilde algılanıyor.
Her neyse, öyle ya da böyle DS felsefesinin yaşıyor olması güzel ve yanımızda duran DS4, DS model gamının ikincisi ve kısa bir süre önce DS 5 modelinin de lansmanı yapılarak model sayısı üçe çıktı. Boyutlar büyüdükçe DS modellerinin daha da kendilerine has olacaklarını söyleyebiliriz, aynı zamanda az önce söylediğimiz gibi bu şekilde geçmişiyle daha da bağlantılı olacaklardır.
Bakalım DS4 gerçekten bu şekilde kendine özgü özelliklere ve karaktere sahip mi yoksa o sadece ‘biraz daha yüksek ve iri’ bir C4 türevi mi?