Mini’yi her zaman sevmişimdir. Evet, belki onu pahalı, fazla küçük ve sert sürüşlü bir otomobil olarak tanımlayabilirsiniz ve bunda haksız da sayılmazsınız. Ama ben tüm bunların onun karakterinin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda biraz zıpır bir karakter Cooper S: Hızlı, eğlenceli, şaşırtıcı ve içi içine sığmayan bir yapıda.
Evet burnu havada ama sadece pahalı olduğu için söylüyorum, bunu da belirtmem gerek. O, fiyat olarak bana çok çok uzak bir yerde konumlandırılmış olsa da bu, S’i sevmemem için bir neden değil. Siz her sevdiğiniz şeyi elde edebildiniz mi? Hayır, aynı şekilde bende.
Her neyse, satın alamayacak bile olsanız Cooper S’i kullanmak çok keyifli. Özellikle de buradaki gibi makyajlı ve son versiyonunu kullanıyorsanız. ‘Peki ne değişti tasarımda?’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Otomobilin genel tasarım özellikleri aynı olsa da tasarımındaki bazı küçük güncellemeler şu şekilde: Yeni ön tampon, hava girişleri, LED’li arka far grubu, sis farları elden geçirilmiş noktalar. Ama bunları fark etmek için özel çaba sarf etmelisiniz.
Kabinse daha da az gelişime sahip. Sadece malzemelerin dokularında farklılıklar var onun dışında genel hatlar tamamen aynı. Hacim de farklı değil, arka taraftaki diz mesafesi birçok kişi için yetersiz. Ama Mini kullanıcıları bunu pek de önemsemiyorlar.
Asıl değişiklikler kaputun altında yatıyor. 1.6 litrelik, twin scroll turbo motorun temelinde değişiklik olmasa da gücü artırıldı: Artık 175 değil 184 bg güç üretiyor. Tork ise 240 Nm ile aynı kalmış. Overboost ile geçici bir süre için maksimum 260 Nm torka sahip oluyorsunuz. Motorda yapılan değişiklikle sonucu emisyon değeri 164 g/km’de 155 g/km’ye inmiş. Bu ülkemiz için olmasa da Avrupa pazarı için oldukça dikkat çekici bir gelişme.
1600- 5000 d/dak arası sabit olarak üretilen tork çok etkili ve kesintisiz bir hızlanma ortaya koyuyor. Cooper S hemen hemen her devirde oldukça canlı bir karaktere sahip. Mini, Cooper S’in 0-100 km/s hızlanmasını 7.3 sn olarak belirtiyor ve otomobilin içinde hızı hissediyorsunuz. Ancak şanzıman bu sportif karaktere uygun bir yapıya sahip değil. Geçişler yavaş ve ruhsuz, 6 ileri otomatik şanzıman Cooper S gibi teknolojik bir motora sahip bir otomobile yakışmıyor. Özellikle de sınıfındaki VW Polo GTI gibi otomobillerin çift kavramalı şanzımanla harikalar yarattığını düşündüğünüzde bu biraz daha rahatsız edici bir hal alıyor. Direksiyonun üzerindeki paddle shift- pedalcıklar- kullanımı kafa karıştırıyor. Her iki tarafta bulunan pedalcıklar iki yönlü kullanılabiliyor: Direksiyonun üzerinde görünen kısma bastığınızda vites düşürüyorsunuz, pedalcığın direksiyonun hemen arkasındaki kısmına bastığınızdaysa vitesler büyüyor. Kolay gibi görünse de sezgisel olarak kullanamıyorsunuz ve vites düşürmek için ne yapacağınızı düşünmek zorunda kalıyorsunuz.
Pek de baştan çıkartıcı bir motor sesine sahip olmayan Cooper S, muhteşem direksiyon tepkileriyle dikkat çekiyor. Oldukça lineer ve keskin tepkilere sahip direksiyon, Cooper S’in olağanüstü yol tutuş karakterini destekliyor. Otomobilin dengesiyle virajlarda istediğiniz gibi oynayabiliyorsunuz. Ön tarafın tutuşu beklediğinizden daha iyi ve önden kayma yok denecek kadar az. Buna alışmak biraz zaman alabilir ama alıştığınızda kendinizi kahraman hissettirecek kadar keyifli ve spekteküler bir sürüş gerçekleştirebiliyorsunuz.
Arkanın bu kadar kolay ayarlanabilir yapıda olması otomobilin neutralsteer dediğimiz, dört tekerlekten birden kayma karakterinin kullanımını kolaylaştırıyor. Çünkü daha az direksiyon hareketiyle daha çok yönlendirme yapabiliyorsunuz. Viraj içlerinde çok küçük düzeltmeleri, milimetrik hesaplamalarla yaptığınızda otomobilin buuna verdiği tepkiler şaşırtıcı derecede iyi.
Tabii bu şekilde bir kullanım için Cooper S’i Sport modunda kullanmalısınız. Normal modda otomobilin diğer Cooper’lardan çok farkı kalmıyor. Süspansiyon sistemi kemik kıracak cinsten değil, sertlik derecesi iyi ayarlanmış. Hem gerektiği kadar sert, hem de gerektiği kadar konforlu olabiliyor. Bu ayar belki de Cooper S’in en güçlü olduğu yönlerden biri.
Cooper S, eski modelden bildiklerimizi daha iyi ele alınmış bir şekilde ortaya koyuyor ve özellikle tüketim ile emisyon değerleriyle öne çıkıyor. Cooper S’in baz modeli için 28.816 Euro isteniyor, test otomobilinde bulunan ekstra donanımlarla (elektrikli açılır tavan, otomatik vites, carbon black iç kaplamalar gibi) bu fiyat 32.664 Euro’ya çıkıyor. Evet bu kadar küçük bir otomobil için yüksek belki ama gerek karakteri, gerekse eğlenceli ve keyifli sürüşü nedeniyle bu fiyatın karşılığını verdiğini söylemek gerek.
Bugünlerde sürüş üzerine bu kadar odaklanan bir otomobil daha bulmak oldukça zor. Bu yüzden imkanınız varsa Cooper S’i kaçırmayın derim...