Eski modelini de kullandığım ve sahip olduğu unvanı kesinlikle hakettiğini düşündüğüm bir otomobildi Sorento. Bu unvan ne miydi? Kia Sorento 2004- 2006 yılları arasında Türkiye’nin en çok satan SUV’u olmuş ve pazar payını yüzde 27’lere kadar yükseltmişti. Diğer bir deyişle Türkiye’de SUV alan 100 kişiden 27’si Kia Sorento alıyordu. Peki neden bu kadar sevilmişti?
Herşeyden önce kaliteli görünüyordu. Ben de ilk gördüğümde fazlasıyla etkilenmiştim. Biraz X5’i andırıyor, hatta daha sonra ön ızgarası için yapılan BMW böbreklerine benzeyen çeşitli uygulamalarla bu algı daha da artırılıyordu. Tabi bunlar Kia’nın kendi tasarımı değil, çeşitli firmaların Sorento için uygun gördüğü parçalardı. Bunun dışında geniş kabin, uygun fiyat (çok önemli), gerçek arazi aracı özellikleri gibi unsurlar Sorento’nun başarısının en önemli detaylarıydı.
Bu nedenlerden dolayı çok sevildi, çok tutuldu Sorento eski modeliyle. Ben ilk olarak 2006 yılında kullanmış ve kardeşi Hyundai Santa Fe modeliyle karşılaştırmıştım. Önceki model Hyundai temsilcisine göre daha ciddi bir arazi otomobili gibi hissettiriyordu ve bu kimliğini sabit arka aksı, köşeli kabin tasarımı ve geniş yanaklı lastikleriyle pekiştiriyordu. Bu şekilde karakter olarak iki otomobili kolaylıkla birbirinden ayırabiliyordunuz.
Peki yeni modelde bunlar nasıl, Sorento nasıl bir araç haline gelmiş? Cevaplanması gereken, aklımı kurcalayan noktalardı...