Mercedes-Benz CLS 250d 4 Matic

Eğer daha önce CLS’nin kabinine oturduysanız buranın dünyanın en geniş ve ferah kabini olmadığını bilirsiniz. CLS’ye otururken dikkatli olmalı, başınızı vurmamak için biraz çaba sarf etmelisiniz.

“Yani böyle bir otomobil aldım, binerken buna mı dikkat etmeliyim?” diye düşünüyor olabilirsiniz ama böyle bir kaygınız varsa E Sınıfı ya da S Sınıfı sizler için daha uygun bir alternatif olacaktır. CLS’yi biraz da bu tip ‘standartlıklardan’ uzak durduğu için sevmiyor muyuz?

İç mekana göz attığınızda tıpkı dış tasarım gibi çok büyük değişikliklerin olmadığını söyleyebiliriz. Makyajda daha büyük ve daha yüksek çözünürlüğe sahip bir ekran (8 inç) kullanılamaya başlanırken, direksiyon yeniden tasarlanmış, ses sistemi düğmelerinin konumu değişmiş. Bunlar CLS’nin makyajının sadece dikkatli gözler tarafından fark edilebileceğini gösteriyor. İşçilik ve malzeme kalitesi belki bir S Sınıfı seviyesinde olmasa da temelini aldığı E Sınıfı’ndan daha iyi olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Burası son derece klas ve kendinizi iyi hissettiren bir kabin ama kahverengi deri koltuklar ve ahşap kaplama ikilisinin fanatiği olduğumuz söylenemez. Bize göre CLS iç kaplamalarını, otomobilin iş adamı değil de sportif kimliğine daha uygun olan bir malzemeyle değiştirmek doğru olacaktır. Yine de zevkler ve renkler tartışılmaz derler, bilirsiniz.

Hacim olarak önde bir sorun olmasa da arka taraf her zamanki gibi sınırlı baş mesafesi sunuyor. Koltukların arasındaki konsol CLS’nin dört kişilik bir otomobil olduğunun altını çiziyor. Arka koltuklar ciddi şekilde rahat olmasının yanısıra, yumuşak yapısıyla dikkat çekiyor. Minder kısmının uzun olması, uzun yolculuklar için biçilmiş kafdan.