Porsche 911 S (1975)

  • Porsche 911 S (1975) - 1
  • Porsche 911 S (1975) - 2
  • Porsche 911 S (1975) - 3
  • Porsche 911 S (1975) - 4
  • Porsche 911 S (1975) - 5
  • Porsche 911 S (1975) - 6
  • Porsche 911 S (1975) - 7
  • Porsche 911 S (1975) - 8
  • Porsche 911 S (1975) - 9
  • Porsche 911 S (1975) - 10
  • Porsche 911 S (1975) - 11
  • Porsche 911 S (1975) - 12
  • Porsche 911 S (1975) - 13
  • Porsche 911 S (1975) - 14
  • Porsche 911 S (1975) - 15
  • Porsche 911 S (1975) - 16
  • Porsche 911 S (1975) - 17
  • Porsche 911 S (1975) - 18
  • Porsche 911 S (1975) - 19
  • Porsche 911 S (1975) - 20
  • Porsche 911 S (1975) - 21
  • Porsche 911 S (1975) - 22
  • Porsche 911 S (1975) - 23
  • Porsche 911 S (1975) - 24
  • Porsche 911 S (1975) - 25
  • Porsche 911 S (1975) - 26
  • Porsche 911 S (1975) - 27
  • Porsche 911 S (1975) - 28
  • Porsche 911 S (1975) - 29
  • Porsche 911 S (1975) - 30
  • Porsche 911 S (1975) - 31
  • Porsche 911 S (1975) - 32
  • Porsche 911 S (1975) - 33
  • Porsche 911 S (1975) - 34
  • Porsche 911 S (1975) - 35
  • Porsche 911 S (1975) - 36
Teknik Özellikler Detaylı teknik özellikler
-
2310 adet
Motor:
2687 cc., boxer 6 silindir, 165 bg@5800 d/dak, 225 Nm@4000 d/dak
Performans:
6.1 sn 0-100 km/s hızlanma, 15.0 sn 0-400 metre hızlanma, 229 km/s maksimum hız
Şanzıman:
5 ileri manuel, arkadan çekiş
Boş Ağırlık:
1075 kg

Kalın yanaklı lastikleri (185/65R15), parlak yeşil renkli gövdesi, krom far çerçeveleri, siyah plastik tampon parçalarıyla karşımdaki otomobil oldukça klasik bir görüntüye sahip. Biraz etrafında dolaşarak onu tanımaya çalışıyorum, bu arada oranlarının ne kadar düzgün ve tasarımının ne kadar sade olduğunu yakında görme fırsatım oluyor. Evet Amerikan otomobillerindeki gibi sonsuz detaylara sahip değil ama etkileyicilik konusunda onlardan aşağı kalır bir yanı da yok bence.

Kapıyı açıyorum ve bunu yapmamla karşıma, B sütununda konumlandırılmış bir kol çıkıyor. Bu kol benzin depo kapağını açmaya yarıyor; ilginç bir noktaya yerleştirilmiş. Sürücü koltuğuna yerleşiyorum ve hızlıca etrafa göz atıyorum.

Karşımda yine devir göstergesi duruyor, hız göstergesiyse onun hemen sağında. Bir 911 klasiği! Diğer göstergelerdeyse yağ sıcaklığı, yağ basıncı, hararet ve yakıt bilgileri sunuluyor. 3 kollu direksiyon güzel görünüyor ve kaliteli hissettiriyor. El freninin iki tarafında yer alan ve üzerlerinde ‘defrost’ ile ‘throttle’ yazan kollar bunun eski nesil bir otomobil olduğunu hatırlatan detaylar. Throttle el jiglesi, diğer kırmızı renkli kollarsa buğu önleyici sistemi çalıştırıyor. Daha önce kullandığım ’85 modelde el freninin önünde bir düğme grubu vardı, bu modeldeyse burası tamamen boş bırakılmış. Ayrıca 2.7’nin devir saati 8000 d/dak’ya kadar inerken 3.2’de 7000 d/dak’da kalıyordu.

Dik ön cam tıpkı 3.2’deki gibi, sanki aynı açıya sahip. Uzun gaz pedalı her zamanki gibi tabandan çıkıyor, kafalıkları entegre edilmiş koltuklar sanki modern bir otomobil kullanıyormuş gibi hissettiriyor. Sol tarafta konumlandırılmış anahtar yuvası bunun bir 911 olduğunu gösteriyor. Bazı şeylerin değişmiyor olması güzel.

O anahtar yuvasına anahtarı sokuyorum ve çevirmemle arka aksın arkasında yer alan 2.7 lt’lik boxer 6 silindirli ünite çalışmaya başlıyor. Motor oldukça yüksek bir ses çıkartıyor ve otomobilin tüm gövdesi boxer silindir yerleşimi nedeniyle sallanmaya başlıyor. Ses o kadar yüksek ki sanki susturucu yok gibi ve çıkarttığı ton boxer 6’dansa V8 gibi hissettiriyor. Biraz gaz veriyorum ve devir, aynı 3.2’de hatırladığım gibi hızlıca yükseliyor ve hemen rölantiye geri dönüyor.

Beklemiş benzin ve eski deri döşeme birleşimi bir koku kaplıyor beynimi. 911 beni ele geçirdi ve yola çıkmak için sabırsızlanıyor.

Vites geçişleri 3.2’ye göre daha kolay ve her ne kadar fiziksel güç gerektirse de 3.2 kadar sert ve acımasız değil. Debriyaj sert ve tabandan çalıştığı için his olarak garip hissettiriyor. Bu pedalla otomobili sarsmadan kaldırmak gerçekten ustalık gerektiriyor. 2.7 lt’lik 6 silindirli boxer motor o kadar keyifli sesler çıkartıyor ki gaza basmamak imkansız adeta. Pedalı biraz aşağı doğru ittiğinizde motor hemen devirini yükseltiyor ve kırmızı çizgiye yükselme konusundaki istekli tutumu çok şaşırtıcı. Vites attığımda oranların uzun oluşu şaşırtıyor ama motor canlı karakterinden bir şey kaybetmiyor ve hafif gövde (1075 kg) sayesinde 911S hızlanmaya devam ediyor.

Akselerasyon günümüz hot hatch’lerinde gördüğümüz değerler kadar (0-100 km/s 6.1 sn sürüyor) ama daha hızlı ve korkutucu hissettiriyor. Hızlı hissettiriyor çünkü otomobil gerçekten oldukça küçük boyutlara sahip, korkutucu hissettiriyor çünkü fren, yavaşlama, tutunma özellikleri alıştığımız modern otomobillerden çok uzak. Fren pedalı seviye olarak gazın üzerinde konumlandırılmış ve frene basmak için ayağınızı fazlasıyla gazdan kaldırmanız gerekiyor. Bu da etkili fren yapmayı zorlaştırırken fren mesafesini uzatan bir detay. Bu nedenle 911S kullanırken düşündüğünüzden çok daha erken fren yapmalısınız.


Sürüş oldukça konforlu ve kaliteli, hatta motorun durmak bilmeyen o muhteşem sesi olmasa bunun bir spor otomobil olduğunu unutabilirsiniz bile. Amortisörler 3.2 modelinden aklımda kalanlar gibi çok kaliteli darbe emişleriyle dikkat çekiyor. Aslında bu şaşırtıcı çünkü kullandığım otomobil 38 yaşında. Beklediğimden yumuşak ayarlara sahip amortisörler konforu artırırken otomobilin sportif karakterinden de ödün vermeyen yapıdalar. Gövde elbette ki buruluyor ve yatıyor ama ’75 model bir otomobilden bundan daha iyisini bekleyemezsiniz. 911S fazlasıyla stabil ve doğal bir hisse sahip. Ön aksın görevi tamamen sürücüyle iletişime geçmekken, arka aks otomobili yönlendiren bir dümen gibi kullanılabiliyor. Direksiyonu biraz çevirip gazı açtığınızda 911 anında istediğiniz yöne doğru dönmeye başlıyor. Bu kesintisiz hissiyat ve akslar arası iletişim pek az otomobilde bulunan cinsten ve 1975 yılında bunun elde edilmiş olması şapka çıkartılacak bir şey.

911’lerin önce önden kayıp sonrasında arkadan kaymaya başladığını duymuşsunuzdur. 3.2’lik versiyonda da bunu deneyimlemiştik ama 911S’te işler biraz daha farklı. Ön taraf gayet iyi ve yeterli şekilde tutunuyor ve otomobilin arkasını kaydırmak için sadece direksiyonu çevirmeniz yetiyor, gaz vermeye bile gerek yok. Motorun ağırlığı gövdeyi virajın dışına doğru çekmeye başlıyor ve o ünlü arkadan kayma etkisini hissettiğim için ağzım kulaklarıma varıyor. Tabii ‘bunu çok uzatmamalı hemen önüne geçmeliyim’ düşüncesiyle küçük bir kontra veriyorum hidrolik direksiyona ve 911S güzel bir hareketle çizgisine oturuyor. Bu arkadan kayma günümüz hatchback’leri ya da ortadan motorlu spor otomobillerinde oluşan türden değil, biraz kayma- biraz ağırlık kaldırma gibi hissettiriyor çünkü motorun ağırlığını resmen hissedebiliyorsunuz. Kayma devam ederken gaz açarsanız açınız biraz genişliyor, bu durumda otomobili toplama işi direksiyon girdilerinize kalıyor. Neyse ki kısa turlu direksiyon bu konuda çok başarılı bir iş çıkartıyor ve tüm girdilerinizi lastiklere iletirken yoldaki bilgileri de avuçlarınıza getiriyor.

Bu otomobilde kendinizi kahraman gibi hissedebilirsiniz çünkü 911S gerçekten her ama her virajı yan dönmek istiyor, kaldırımdakilere spekteküler görüntüler veriyor.

Önümde yokuş aşağı inen sert, sağ viraja yaklaşırken fren yapmaya başlıyorum ama hızım bu viraj için biraz yüksek. Vites küçültürken heel’n toe yapmak isteği içerisindeyim ama pedallar arasındaki yükseklik farkından dolayı olmuyor, dolayısıyla sadece vites küçültüp kompresyona girerek hızımı yeterince düşürmeye çalışıyorum. Bu esnada eğimin de etkisiyle sağ arka lastiğim boşa dönüyor, direksiyonu çevirmemle otomobilin arka tarafı viraj dışına doğru yönlenmeye başlıyor. Sorun değil, kontrayı veriyorum, kaymayı yakaladıktan sonra gaz vererek 911S’in kalçalarını viraj dışına doğru kontrollü bir şekilde yönlendiriyorum. Bu gerçekten çok keyifli ve haz veren bir deneyim. Daha önce bu kadar yaşlı bir otomobille bu kadar yan gitmemiştim. Bunu yaparkan 911’in neden bu kadar popüler ve sevilen bir otomobil olduğunu daha iyi anlıyorum.

Bu arada motorun böylesine canlı, istekli, bu kadar yıl sonra bile böyle bir sürüşe adapte olacak kadar rahat devirlenmesi gerçekten çok şaşırtıcı. Sanki 38 yaşında değil de dün fabrikadan çıkmış gibi tepkili, gaz verdiğinizde cevap veren, yüksek devirlere tırmanırken adeta şarkı söylediğini düşündürecek kadar rahat. Saygılarımızı bir kere daha gönderiyoruz Porsche yetkililerine...

Bütün bir günü birlikte geçirirken onunla yaşamanın ne kadar kolay olduğu dikkatimi çekiyor. Amerikan’lar kadar dikkat çekmiyor, sadece meraklı bakışlar onu süzüyor yollarda. Kolay park ediliyor olması, kompakt boyutları ve yeterli manevra kabiliyeti gibi özellikleri onu farklı bir noktada konumlandırıyor.

“Bu otomobilde kendinizi kahraman gibi hissedebilirsiniz çünkü 911S gerçekten her ama her virajı yan dönmek istiyor, kaldırımdakilere spekteküler görüntüler veriyor”

Yazıyı değerlendir

Yorumlar

Facebook