Haydi kabul edin, aramızdan çok azımız bir Auris satın almak istemişizdir. Evet, belki kullanmışızdır ama bu şirket otomobilimiz ya da bir dostumuzun aracı olduğu içindir. İyi düşünün, mecbur kaldığınız durumlar dışında bir Auris kullanma isteğiniz oldu mu hiç?
Şimdi diyeceksiniz ki hangi kompakt sınıfı kullanmak istedik bugüne kadar? Hangisi arzu edilirdi ki? Bundan bahsetmiyorum, söylemeye çalıştığım şey sıfır kilometre bir otomobil alırken- mesela kompakt hatchback- aklınıza gelen alternatifler arasında Auris var mıydı? Peki, tamam kabul ediyorum başarılı satış rakamları bu hataya düşenlerin olduğunu gösteriyor. O halde şöyle soralım; Auris’i nasıl bir otomobil olarak hatırlıyorsunuz? Keyifli bir sürüşe sahip mi yoksa, sıradan, ‘bir başka Japon otomobili işte’ dedirtecek kadar silik bir karakter mi?
2006 yılında Auris’i test otomobili olarak kullandığım zaman düşündüklerim tam olarak buydu. Toyota kendinden çok şey bekliyordu- ki satış rakamları biraz olsun bunu başardıklarını gösteriyor- ve Auris, Corolla gibi efsanevi bir ismin yerini alarak kompakt hatchback sınıfına bomba gibi bir giriş yapıyordu. Auris bununla da kalmıyor kendine rakip olarak Focus, Astra, Golf gibi sınıfının ağır toplarını seçiyordu. Ne var ki otomobil sürüşüyle değil dayanıklı yapısı ve yenilikçi tasarımıyla dikkat çekiyordu. Yani mevcut Toyota özellikleri üzerine yeni bir şey getirmiyordu. Bu yüzden Auris her zaman olduğu gibi Avrupa’lı rakiplerinse daha çok Koreli ve Japon markaların modelleriyle birebir rekabete girdi. Bir Civic gibi sıradışı değildi, bir Mazda 3 gibi dinamik olarak öne çıkmıyordu ya da bir i30 gibi marka için tamamen yeni bir nesil anlamına da gelmiyordu. Auris, Corolla yerine çıkan hatchback modeldi ve sadece bu bile onun silik bir karakter olarak algılanması için yeterliydi.
Ne var ki Toyota’nın kullanıcı kitlesi hayli ilginç olduğundan Auris oldukça sevildi ve az önce de söylediğimiz gibi satış rakamları fazlasıyla iyiydi. Yine de Toyota’yı bir sorun bekliyordu. Sene 2012 olduğunda Japon üretici şöyle bir arkasına yaslandı ve model gamında sürüş keyfi veren hiçbir model olmadığını gördü. Bu nedenle GT86 anında üretim planına alındı ve bundan böyle üretilecek her modelin sürüş keyfi sunması ana hedeflerden biri haline geldi.
Toyota’nın başkanı Akio Toyoda’nın ‘bundan böyle sürüşü keyifli modeller üreteceğiz’ açıklaması yeni Auris’in geliştirilmesinde kilit rol oynuyor, peki bu gerçekten böyle mi? Auris sürüş keyfiyle öne çıkan bir otomobil mi (Focus gibi) yoksa bir diğer Japon hatchback’i mi?
Bu ve bunun gibi soruların cevabı bizleri bekliyor...