70D, adındaki D (Dual anlamında geliyor) harfinden de anlaşılacağı gibi çift motorlu ve dört çeker sistemine sahip bir model. Ancak bu bildiğiniz dört çeker gibi diferansiyel ve şafta sahip değil. Bir ön, bir arka aksta yer alan elektrik motorları birbirinden bağımsız olarak çalışıyor, motorun ECU’su ardaki senkronizasyonu sağlıyor. Sistemin elbette ki en büyük getirisi şaft ve diferansiyellerden yoksun olduğu için ağırlık tasarrufu, bununla beraber gelen performans artışı ve yakıt tüketiminin azalması. 70D’nin 0-100 km/s hızlanması 5.2 sn sürerken, arkadan çekişli model 70’in 5.5 sn’ye ihtiyacı var.
70 kwh’lık batarya 385 km menzil sağlıyor ama tabii bu tüm elektrikli otomobillerde olduğu gibi sürüş tarzına göre değişiklik gösterebiliyor. Yine de 2 tonluk bir otomobil için yeterli bir menzile sahip olduğunu söyleyebiliriz. Zaten markanın arkasında durduğu en güçlü kozu da menzili. Tesla, diğer üreticilerden farklı olarak Panasonic marka lityun ion bataryalarını silindir şeklinde (kalem pil gibi) tasarlamış. Böylece daha fazla batarya sayısına sahip olarak menzili artırabilmiş.
70D’de önde ve arkada 257 bg’lik iki motor kullanılıyor ama toplam güç 328 bg olarak veriliyor. Bunun nedeni motorlarına maksimum şaft gücünün üzerine çıkmaması. Maksimum tork 542 Nm ve 70D maksimum olarak 224 km/s hıza çıkabiliyor.
Manhattan’ın pek de düzgün zeminli olmayan yollarında, özellikle düşük hızlarda sert bir sürüş sunduğunu söyleyebiliriz 70D’nin. Hız yükseldikçe otomobilin akıcılığı artıyor ama 50 km/s’ye kadar çukurlarda gövdenin aldığı darbeleri çokça hissediyorsunuz. Üst sınıf Premium bir otomobil için biraz fazla sert diyebileceğimiz bu karakterin giderilmesi içinse adaptif süspansiyonu opsiyon olarak alabilmek mümkün. Çukurlardan ve zemin bağlantılarından geçerken gövdenin sarsılması kabinde bazı noktalardan ses gelmesine neden oluyor, bu da pek hoş değil. Bunun dışında sürüş karakteri ve rafinelik anlamında 70D harika işler çıkartıyor. Özellikle sessizlik ve yol sesi izolasyonu dikkate değer, ki elektrikli otomobillerde bu büyük bir sorun olarak görünebiliyor. Elektrik motorlarının hafif vızıltılı sesi rahatsız edici değil, hatta sürücü için gerekli.
Direksiyon düzken pek tepkili değil ama manevralar ve dönüşlerdeki açılarda biraz daha iyi geri bildirimleriyle dikkat çekiyor. Ne var ki biraz hafif olduğunu hissediyorsunuz. Eğer araç dört çeker olmasaydı (arkanın kayma istediğinden dolayı) bu kadar hafif bir direksiyon sorun olabilirdi. Şanzıman tek ileri olduğu için vites geçişi gibi şeyler hissetmiyorsunuz, haliyle sürüş konforunuz bir hayli iyi. Ama şuna dikkat etmekte yarar var: Ayağınızı gazdan kaldırdığınızda fren geri kazanım sistemi hayli agresif şekilde çalıştığı için yolcuların üzerinde fiziksel etki yaratabiliyor. Bu nedenden dolayı şehir içi kullanımlarda buna alışmanız biraz zaman alabilir.
Performans 328 bg’lik, bu en alt versiyonda bile yeterince iyi, hatta bundan daha iyisine gerek var mı diye düşünüyorsunuz. Bana kalırsa Tesla tamamen şov ve adından söz ettirmek için diğer modelleri üretiyor. Çekiş elbette çok iyi ama şehir içi hızlarında dört çekerin büyük bir getirisi olduğu söylenemez.
Peki sürüşü keyifli mi? Aslında keyifli diyebiliriz çünkü zahmetsiz bir şekilde hızlanıyor ve kaliteli kabiniyle keyif veriyor. Ama tüm elektrikli otomobillerde sorduğumuz şu soru bir kez daha kendini gösteriyor: Eğer gelecekte hepimiz elektrikli araç kullanacaksak bu otomobillerin sürüş karakterlerinin biraz farklı olması gerekmez mi?
Tüm elektrikliler gücü tüm devirlerde ürettiği ve tek ileri şanzımana sahip olduğu için pürüzsüz- kesintisiz performansa sahipler ama onlardan bahsederken şanzıman- motor birlikteliği, motorun çıkarttığı ses, vites geçiş tepkileri gibi otomobili kullanırken aldığımız hislerden söz edemiyoruz. Aradaki fark sadece otomobillerin şasileri ve bulundukları sınıflardan ortaya çıkıyor. Bana göre bu gelecekte otomotiv sektörü için en büyük tehlikelerden biri. Bizler duygusuz otomobiller kullanmak istemiyoruz, hepimiz çevre bilincine sahibiz ama otomobilleri sevmemizi sağlayan duygularımızdan da soyutlanmak istemiyoruz…