Tarihi Hindu dinlerine göre sebep- sonuç ilişkisinin tüm döngüsünü etkileyen nedenlerin, etki ve eylem olarak ele alınması ‘Karma Felsefesi’ olarak tanımlanır. Ancak ortaya çıkış coğrafyasına rağmen Karma fikrini sadece Doğu'ya özgü bir kavram olarak ele almak yanlış olacaktır. Karma, her birimizin kendi eylemlerimizden sorumlu olmasını sağlayan ve bizi, bu eylemlerin ardından gelen sonuçları kabul etmek zorunda kalacağımız bir konuma getiren yasadır. Buna, kişinin kendi sorumluluğu yasası da diyebiliriz.
Karmanın gerçek anlamı "yapmak"tır; yani basit bir şekilde bir kişinin karması, onun yaptığı işlerdir. Karma terimi, özgün ifadesinde zihinsel eylemleri içerir buna göre; kendimiz şu an ne isek, bunu, bugüne kadar yaptığımız şeylere borçluyuzdur.
Bu inanışa göre herhangi bir şekilde, herhangi bir yerde ve zamanda yaptığımız bir şey, eninde sonunda bize geri dönecektir. Yapılan hiçbir iş boşa gitmez; er geç yapan kişiye değiştirilemez bir biçimde geri dönecek, bireyi etkileyecektir.
Karma Felsefesi’ne göre kendi gelişimimizle, çevremizi etkiler ya da zenginleştirir, doğaya yardımcı olur ya da onu engelleriz. Geçmiş özgür irademiz, şimdiki kaderimizin kaynağı olacaktır, tıpkı şimdiki özgür irademizin, gelecekteki kaderimizin kaynağı olacağı gibi...
Karma Felsefesi’yle giriş yapmamızın bir nedeni var elbet ve bu sadece kullandığımız otomobilin adının Karma olmasıyla sınırlı değil. Bu otomobille ilgili herşey çevreci yaklaşımla geliştirilmiş: Elektrikli motorundan, kabinde kullandığı deri ve ahşap malzemelerin elde edilme yoluna, güneş enerjisinden elektrik üretmesinden, gövdesindeki boyanın yapısı, broşüründe kullanılan kağıdından, model adına kadar herşeyiyle çevreci bir otomobille karşı karşıyayız. Onu sıradan bir elektrikli, spor sedan olarak görmeyin, Karma sadece yakıt tüketimiyle değil otomobil üretme süreciyle de ‘çevreci’ anlayışını yeniden ele alan gezegenin en duyarlı otomobillerinden biri.
Karma Felsefesi’ne göre böylesine çevreci ve duyarlı bir otomobil kullanıyorsanız bunun yararını gelecekte mutlaka göreceksiniz... Unutmayın, bugün yaptıklarımız yarın yapacaklarımıza, nerede olacağımıza yol gösterecek...
Marka olarak Fisker
İsmi üzerine bile bu kadar derin bir felsefeye sahip olan Karma’yı tüm detaylarıyla inceliyoruz.
Karma ile ilk buluşmamız değil, daha önce markanın Türkiye lansmanında Karma’nın direksiyonuna geçmiştik. Ancak o çok kısa bir sürüşü içeriyordu, şimdiyse Karma ile birlikte 3 gün geçirecek ve güneş- kar ve yağmurdan oluşan her türlü hava şartında bu elektrikli otomobili kullanmanın tüm detaylarına değineceğiz.
Bu ilginç, egzotik ve ultra ilgi çeken otomobille geçirdiğimiz üç güne başlamadan önce biraz markayı tanımakta yarar var: Fisker oldukça yeni bir otomobil markası; 2007 yılında eski BMW ve Aston Martin tasarımcısı Henrik Fisker tarafından ABD’de kurulan, bağımsız bir firma. Yapılan çalışmalar sonucunda ilk modelleri olan Karma, 2011 yılında piyasaya çıktı ve özellikle ABD’de başarılı satış rakamlarına ulaştı. 2012 New York fuarında Karma’nın bir gövde seçeneği diyebileceğimiz Atlantic modelini konsept olarak gösterdiler ama bu araç henüz seri üretime geçmedi. Gelecek planlarında Surf ve Sunsut modellerini de üretime geçirmek var. Dolayısıyla şimdilik Karma, Fisker’in yegane modeli olarak alınabiliyor. Geçtiğimiz aylarda Fisker, bataryalarını tedarik ettiği firmanın iflas etmesi (A123 Systems) nedeniyle üretime bir süreliğine ara verdi ama kısa zamanda yeni bir üreticiyle yeniden üretime geri dönecekler.
Fisker markası 2012 yılında BD Otomotiv tarafından ülkemizde satılmaya başlandı. 190.000 Euro’luk satış fiyatıyla alıcı bekleyen Karma’nın tasarımı ve çevreci yaklaşımını düşündüğünüzde bunun aslında oldukça ‘makul’ olduğunu bile söyleyebiliriz. Zira otomobil inanılmaz dikkat çekiyor ve trafiğin içinde sürekli taciz ediliyorsunuz.