Otomobilin arka tarafında bulunan T3 ibaresi otomobilin 1.6 lt, turbo, 150 bg gücünde bir motorla donatıldığını gösteriyor. Burada T4 yazıyorsa motor hacmi değişmiyor ama gücü 180 bg’e çıkıyor. V40’ta benzinliler dışında bir de dizel motor seçeneği mevcut: D2, 115 bg.
T3’ü sadece altı ileri manuel şanzımanla alabiliyorsunuz ve otomobil 8.8 sn’de 100 km/s’ye çıkarken, maksimum olarak 210 km/s’ye ulaşabiliyor. Ortalama tüketim değeri 5.2 lt/100 km, emisyon oranıysa 124 g/km.
Rakamlar V40’ın performanslı olduğunu gösteriyor, üstelik otomobil 150 bg’den daha güçlüymüş gibi hissettiriyor. Bu ilginç, V40’tan bunu beklemiyorduk.
Buna rağmen V40’ın içine girdiğiniz anda hissettiğiniz o huzur, sürüş esnasında da devam ediyor. Koltuklar yumuşak ve rahatlar ama bu kötü destekledikleri anlamına da gelmiyor. Yeteri kadar destek sağlıyorlar, özellikle de pist kullanımında bu çok öne çıkıyor. Hissettiğiniz bu huzur hissinin bir nedeni V40’ın sonsuz gibi görünen güvenlik ekipmanları olabilir. Otomobilde o kadar çok güvenlik teknolojisi var ki bunları anlatmaya sayfalar yetmez. Yine de bahsetmezsek olmayacak: Şehir içinde öndeki aracın durduğunu fark edip otomatik fren yapan Şehirde Güvenlik paketi, yayaları algılayan işaretlerini okuyan Sürücü Destek Sistemi, Adaptif hız sabitleyici, trafik işaretlerini okuyan RSI, sürücü uyanıklığı kontrolü DAC, yaya havayastığı ve daha birçok sistem... Volvo V4 bu sistemlerle EuroNCAP testlerinde bugüne kadar en çok puanı alan otomobil oldu...
Ford’dan alınan ama elden geçirilen direksiyon sistemi his ve tepki olarak sınıfının en iyisi değil ama genel olarak bir aile otomobilinden beklediğinizden daha iyi. Sentetik bir ağırlığa sahip ve bu ağırlık sürüş modunu seçtiğinizde değişiyor. Direksiyon sistemi hızlı bir şekilde viraj almak istediğinizde otomobile yeteri kadar çeviklik kazandırıyor ki böylesine ağırbaşlı karakteri olan bir otomobil için iyi bir haber bu.
Manuel şanzımanın kullanımı kolay, vites geçişleri gayet net ve kemiksiz. Debriyaj biraz yukarıda kavrasa da alışmak zor değil. Vites oranları biraz uzun kalıyor, tabii bunun nedeni ekonomik kaygılar. Bu özellikle pist kullanımında sıkıntı yaratıyor; dar virajlı sektörleri üçüncü viteste geçiyorsunuz ve otomobil yokuş yukarı olan bölümlerde hızlanma konusunda sıkıntı yaşıyor. Bazen vites düşürürken vitesin geçmemesi de can sıkıcı olabiliyor.
V40 canlı ve istekli bir şasiye sahip ve otomobil direksiyona hızlı tepkiler veriyor. Dar virajlarda biraz önden kaymaya meyilli bir yapısı var ama tutuş limitleri yüksek. Gövde hareketi var ama bunu otomobilin içinden çok hissetmiyorsunuz. Volvo bir şekilde burulmaları kabine yansıtmamayı başarmış. V40 sınıfının en sportif karakterli otomobili olmasa da sportif kullanıma iyi ayak uyduran bir yapıda.
Yeteri kadar hızlı ve gayet yeterli tutunuyor. Bunun yanında konforlu bir sürüş de vaad ediyor.
"Gövde hareketi var ama bunu otomobilin içinden çok hissetmiyorsunuz. Volvo bir şekilde burulmaları kabine yansıtmamayı başarmış"