Ferrari 308'in hikayesini geriye doğru sardığımızda temellerin Ferrari'nin giriş modeli Dino'da atıldığını görüyoruz. Her ne kadar Dino 6 silindirli olsa da, kısmen uygun fiyatlı ve ortadan motorlu iki kişilik bir spor otomobil olarak 1967 yılında piyasaya sürülüyor. Dino ismi çoğumuzun da bildiği üzere markanın kurucusu Enzo Ferrari'nin genç yaşta kas hastalığından hayatını kaybeden oğlu Dino'nun anısına kullanılıyor.
Dino'larda maliyetleri kısmak için Fiat ile motor yapımında işbirliği yapılıyor ve ilk Dino 2 litre V6 motor ile 206 GT adı altında piyasaya sürülüyor. 1960'lı yılların kıvrımlı hatlarını taşıyan bu zarif otomobil Pininfarina tarafından tasarlanıyor ve günümüzde de halen en güzel otomobillerden biri olarak anılıyor. Sonrasında 2 litreden 2.4 litreye yükseltilen motor hacmi ile tasarımda çok büyük değişiklikler olmadan Dino 246 GT'lerin satışına devam ediliyor.
Hikayenin devamı ise ilginç çünkü 308 adını taşıyan ilk Ferrari, kullandığımız 308 değil Dino 308 GT4 (GT; Gran Turismo, 4 ise üstten çift egzantrik yani 4 egzantriği ifade ediyor). Dino'nun 2.4 litrelik 6 silindirli motoru, halefine kıyasla büyük sayılabilecek bu dört kişilik otomobile yeteri kadar performans sunamayacağından, Ferrari bu sefer Fiat ile birlikte değil, tamamen kendisinin bu modele özel olarak ürettiği V8'i yerleştiriyor. 1974 yılında doğan 3.0 litrelik motor önemli çünkü bu, bir Ferrari'ye konulan ilk 8 silindirli motor olarak tarihe geçiyor. Kısacası otomobil Dino adını taşısada Ferrari motoruyla yürüyordu.
308 GT4'ler 4 kişilik olmasına karşılık arka kısımda yeterli baş mesafesi sunmuyordu, ayrıca diğer Ferrari'lerden daha uygun fiyata sahip olsa da giriş modeli olarak lanse edilen bu otomobil, dönemine göre hiç de ucuz bir fiyata sahip değildi. Tüm bunların yanında Countach ve dönemin Lamborghini'lerinde imzası bulunan Bertone tarafından tasarlanan Dino 308 GT4, bu otomobillerden esintiler taşıyordu fakat onlar kadar beğenilmemişti. Bu da 308 GT4'ün satışlarını ciddi anlamda zorlaştırmıştı. Ferrari daha sonra kötü giden satışları lehine çevirebilmek adına showroomlarda müşteri bekleyen otomobillerin Dino amblemlerinin yanına Ferrari amblemi koydurmuş, bu sayede satışlara biraz hareket getirmeye çabalamıştı.
Bu olaylar gelişirken Ferrari yetkilileri piyasaya çıkacak 2 kişilik yeni giriş modeli üzerinde çalışıyorlardı ve Dino'nun satışlarına bakıldığında artık yeni modelin Dino adını taşımamasına karar veriliyordu. 1975 yılında 308'in piyasaya çıkacağı ilk kez duyurulduğunda, müşterilerde biraz kafa karışıklığı yaratmıştı. Otomobil, Dino "308" GT4 ile aynı adı taşıyordu fakat dört kişilik değil, iki kişilikti; Dino 246 GT'nin devamıydı ancak Dino adını taşımıyordu. Bunun yanında yeni 308'in tasarımı çok beğenilmiş, Dino'nun kıvrımlı çizgileri ile 308 GT4'ün sert hatlarını harikulade şekilde harmanlamıştı.
1976 yılında üretim bandından çıkan ilk Ferrari 308 GTB'nin gövdesi fiberglastı. Ancak otomobile talep Ferrari'nin beklentisinin çok üzerinde olmuş ve üretim yetiştirilemez hale gelmişti. Ferrari gibi düşük adetlerde üretim yapan bir firma için fiberi işlemek çeliği işlemekten daha zor bir işlemdi ve firmanın yüksek hacimli çelik üretiminde tecrübesi de bulunmuyordu.
Bu yüzden Ferrari artan talebe daha hızlı cevap verebilmek için 1977 yılının ortalarında, 308 gövde üretiminde fiberin yanında çelik gövde üretimine de başladı. Günümüzde ise üretim adetleri en az olan (yaklaşık 750 adet civarında) fiber gövdeli 308 GTB'ler en fazla değere sahip 308'ler olarak görülüyor.
Yine 1977 yılında 308'in üstü açık (targa) versiyonu GTS versiyonu piyasaya sürüldü ve GTB'nin de üstünde satış hacmi yakaladı. 1978 ve 1979 yıllarında ABD'ye giren araçların tabi olduğu daha sıkı emisyon regülasyonları sebebiyle araçların güçlerinde düşüş yaşandı. Karbüratöre sahip 308'ler bu yüzden (özellikle Amerika pazarı için) 76-77 ve 78-79 olarak ikiye ayrılıyor.
Kullandığımız otomobil 1978 model olduğu için 308'in bundan sonraki hikayesine çok kısa olarak değinmek gerekir diye düşünüyoruz. 1980 yılında 308'lerde enjeksiyon sistemine geçiliyor. İlk motor 8 silindir ve 16 subaplı iken, 1983 yılındaki, enjeksiyonlu versiyon silindir başına 4 subaplı anlamına gelen Quattrovalvole (QV) ismiyle piyasaya sürülüyor.
QV'lerde 16 inç jant sunuluyor ve 1984 yılında ise çelik otomobillerde paslanmaya karşı koruma sağlanması amacıyla galvanizleme işlemine geçilerek son geliştirme yapılıyor. Yaklaşık 10 yıl piyasada kalan 308, 1985 yılında yerini 328'e bırakarak otomobil severlere veda ediyor.
Sürüş bölümünden devam etmek için tıklayın.