Nissan’ın B platformuna sahip olan Juke, beklendiği gibi önde McPherson arkadaysa torsiyon çubuklu süspansiyon sistemine sahip. Bu tanıdık sürüş tepkileri anlamına geliyor.
Amortisörler tatlı sert; iyi darbe emişine sahipler ve gövdenin gereksiz sallanmasını engelliyorlar ancak bu virajlarda yatma ve dalma hareketi olmadığı anlamına gelmiyor. Juke’u oldukça farklı zeminlerde ve hava şartlarında kullandığımızı belirtmeliyiz. İstanbul içinde kuru zeminde Juke bu başarılı amortisörlerinin hakkını verecek şekilde iyi yol tutuyor. Direksiyonunun ultra tepkili ve bir spor otomobilinkine benzer olduğunu söylemek zor. Tepki konusunda biraz daha sürücüyle iletişime geçebilirdi diye düşünüyorum. Yine de sürüş odaklı konsepti çok baltalamıyor.
Ani hareketlerde arkanın beklediğimden fazla kaydığını hissediyorum ki fotoğraflarda da hafif kaygan bir zeminde nasıl yan gittiğini görebilirsiniz. Bunun nedeni ağırlık değişiminde arkanın fazla hafiflemesi. Kesinlikle kontrolsüz değil ve kolaylıkla toplanabiliyor, ESP’yi kapatırsanız buradaki gibi geniş kaymalarda bile sistem devreye girmiyor ama açarsanız da güvenli sınırlar dahilinde eğlenebiliyorsunuz. Viraj öncesi frenajdaysa gövde fazlasıyla dalma yaptığı için ön taraf iyi tutunuyor, bu durumda iş yine arkaya konsantre olmaktan geçiyor.
Kurtköy’ün karlı zemininde yaptığım sürüşteyse Juke başarılı gövde kontrolüyle dikkat çekti. Özellikle kaygan zemindeki kendinden emin yapısı güven vericiydi. Arka yine oynak yapısıyla dikkat çekse de üzerindeki kar lastiklerinden dolayı bu defa daha iyi tutunuyordu.
Sürüşü baltalayan tek nokta CVT şanzıman. Evet ekonomik bir vites kutusu olduğu doğru ki Nissan daha küçük dişliler ve artırılan yağ direnci sayesinde sürtünmesinin geleneksel CVT’lere oranla yüzde 30 düşük olduğunu söylüyor. Uzun oranları ve sarsıntısız geçişleri de şanzımanın artıları arasında ancak işte o uzun oranlar ve motorun aşırı beslemeden muaf olması Juke’u virajlarda istediğiniz gibi gazla ayarlayamamanıza neden oluyor.
Burada sürüş modları devreye giriyor. Ben genelde normal modda kullanmayı uygun buldum çünkü eco’da gaz çok ölü, şanzıman da cansızdı, sport’taysa gaz tepkili, şanzıman da daha atik hale geliyordu. Dolayısıyla günlük kullanım için en uygun tercih normal mod. Unutmadan sport’ta direksiyon da biraz ağırlaşıyor ama bunun sürüş üzerindeki etkisi, tepkileri iletme konusundaki yetersizliği nedeniyle tam olarak hissedilmiyor. Gövdenin çevik yapısı Juke’da spor otomobili genlerinin ağır bastığını gösteriyor.
Ancak Juke’un asıl potansiyelini görmek için 1.6 litrelik turbo motorlu 190 bg gücündeki motor seçeneğini kullanmak gerek. Neden mi? Çünkü Juke’a atletik hareketler çok yakışıyor, otomobil yana yattığında oldukça yakışıklı bir görünüm ortaya çıkıyor: Basık tavan, saklı kapı tutacağı, siyah camlar... Oldukça karizmatik, bunu performanslı motorla desteklemek gerek.
Kısacası oldukça keyifli bir sürüşe sahip olduğunu söylemek gerek Juke’un, özellikle de değişken sürüş yapısı olumlu, insan her zaman aynı şekilde kullanmak istemeyebiliyor.
1.6 litrelik motor ne yazık ki direkt enjeksiyonlu bir motora göre pek de verimli değil ve biraz performanslı kullanımla gereğinden fazla yakıt tüketebiliyorsunuz. Hatta bazı zamanlarda tüketim o kadar yükseldi ki bir yerde hata mı yapıyoruz diye düşünmedik değil... Motor biraz gürültülü çalışıyor ve kaba bir karaktere sahip. Maksimum güç (117 bg) 6000 d/dak’da, torksa (158 Nm) 4000 d/dak’da üretildiği için alt devirleri pek sevmiyor Juke. Bunun gibi alt motor seçeneklerinde de aşırı beslemeye yer vermek gerekiyor.