Juke’un ilk fotoğraflarını gördüğümde açıkçası çok ama çok şaşırmıştım çünkü böyle radikal bir tasarım beklemiyordum Nissan’dan, özellikle de bu kadar çok satması düşünülen bir modelde.
Şu anda karşımda duran test otomobilini teslim alırken de aynı şekilde şaşkınlık içindeyim. Juke gerçekten etkileyici ve ilginç bir görünüme sahip. Dar arka camları ve C sütunlarına eklenmiş kapı açma kollarıyla adeta coupe modelleri andırıyor. Zaten Nissan’ın bu global otomobili için söyledikleri de bunu destekler nitelikte: ‘Kompakt spor otomobillerin çevikliğini, bir SUV’nin güvenliği ve sertliğiyle birleştirmek.’
Spor otomobillerin tasarım anlamında bazı kusurları vardır; dar hacimleri, görüş problemleri gibi. Juke’da da bunlara rastlıyoruz, arka kapılar oldukça küçük tasarlanmışlar ve dar açılıyorlar, bu da arka tarafa geçişi zorlaştırıyor.
Biraz inceledikten sonra Juke’un gülen yüzü ve aksiyona hazır haliyle ‘mutlu’ görünüşlü bir otomobil olduğu kararını veriyorum. Güne başlamak için ne kadar da iyi bir yol arkadaşı! Ah unutmadan, Juke’un ne anlama geldiğini merak edenler için söyleyeyim: Juke terimi Amerikan futbolunda koşan oyuncunun (adı neyse artık) defans oyuncusundan hızlı bir hamle ile kurtulmasına verilen isimmiş. Dolayısıyla evet, Juke’da günlük hayatın koşuşturması ve iş hayatının yoğunluğuyla baş ederken bu şekilde çevik olmalı diye düşünüyorsunuz ve görünüşü bunu destekliyor.