İç mekan olarak dış tasarımdaki o kalite ve üst sınıf hissettirme duygusunun devam ediyor oluşu olumlu. Kokpitte kullanılan piyano siyahı malzemeler ve havalandırma ızgaralarının etrafındaki krom detaylar bu hissi yaratıyor ve ilk andan itibaren buranın kaliteli bir kabin olduğunun altını çiziyor. Krom detaylar vitesin etrafında da yer alıyor, bunun dışında ambiyans aydınlatması da göze çarpan bir diğer detay.
Orta konsoldaki ekranda navigasyon detayları ya da ne kadar ekonomik kullandığınız gibi bilgileri alabiliyorsunuz, bu ekran dokunmatik olarak kullanılabiliyor. Isıtmalı, deri koltuklar yine en üst donanım seviyesi olan Platinum Premium Pack’in bir parçası.
Ergonomi konusunda hiçbir sıkıntısı olmayan bu kabinde kullanılan plastikler de yumuşak yapıda. Ne var ki bazı noktalarda daha sert plastiklere rastlayabiliyorsunuz. Cam açma düğmesi gibi üzerinde çok uğraşılmamış detaylar kabinin genel yapısına yakışmıyor. Konsoldaki kontrol düğmelerinin yerleşimleri oldukça başarılı ve kalite anlamında bir Japon otomobilinden çok Avrupalı üreticilerin elinden çıkmış gibi.
Her ne kadar Nissan kabinin genişlediğini söylese de bunu kullanırken hissedemiyorsunuz. Hatta aldığımız notlar arasında kabinin dar olduğunu görebiliyoruz. Tavan çizgisinin alçak olması aynı sorunun arkada da devam ettiğini gösteriyor. Bagaj 150 mm daha yüksek şekilde açılırken, 184 cm’lik benim gibi kullanıcıların başını bagaj kapağına vurması tuhaf. Bagaj demişken; hacim 20 litre artarak 430 litreye ulaşmış, bunu 1585 litreye kadar genişletebiliyorsunuz. Bagajdaki panelleri farklı olarak kullanabiliyorsunuz; 16 farklı pozisyon bu kısımdaki kullanışlılığı artırıyor.
Sürüş pozisyonu oldukça başarılı, tipik bir SUV gibi yüksekte ve gayet iyi görüş açılarına sahip şekilde oturuyorsunuz Qashqai’ın içinde. Ne var ki sürücünün dizini orta konsola çarpması pek hoş değil.
Yine, tıpkı dış tasarımı gibi, eski modele göre çok daha kaliteli, albenisi fazla olan bir kabinle karşı karşıyayız.