Aynı tipik marka özellikleri kabinde de kendini gösteriyor. Tencere büyüklüğünde hız göstergesi, Mickey Mouse efekti veren yuvarlak havalandırmalar ve gösterge grubu, şalterler, bolca krom burada yer alıyor. Ekstra iki kapı, yetişkinlerin oturabileceği genişlikte arka koltuklar ve kullanışlı bir bagaj da emrinize amade.
Asıl ilginç olan nokta ve Countryman’in belki de en çok eleştirilen noktalarından biri olan orta ray sistemi ülkemizdeki modellerde ön koltukların hemen arkasında sona eriyor. Bu sistem eleştiriliyor çünkü yurtdışındaki modellerde standart olarak geliyor ve arka orta koltuğu iptal ediyor. Hoş, ‘no cost option’ olarak bu koltuğu alabiliyorsunuz ama almayanlar için de sistemin kullanışlılığı soru işareti oluşturuyor. Buradaki modellerdeyse bu rayların üzerinde gözlük kabı ve bir adet hareketli dirseklik yer alıyor. Keşke bu dirsekliğin içerisindeki göz biraz daha geniş olsaydı diye düşünmedim değil.
Ön taraftan değil ama daha çok arkadaki hacimden bahsetmek istiyorum çünkü bu otomobili en çok öne çıkartan özellik bu. Burası 1.86 cm boyunda bir kullanıcı olarak benim için bile yeterince geniş. Sadece dizlerim ön koltuklara değiyor, yani biraz daha geniş olabilirdi. Baş mesafesi fena sayılmaz ama biraz sallantılı bir zemine girdiğimizde başımla tavan yakın ilişkiler yaşayabiliyor. Ama düz asfaltta bu çok sorun olmuyor. Arka tarafta en çok sevdiğim detaylar arasında cam açma butonları yer alıyor. Bunların tasarımı çok şirin ve kullanımları da çok rahat.
Arka koltuklar sırt kısımlarının açılarını ayarlayabiliyor ve bagajda yeterli hacim bulmazsanız, 40:20:40 oranında yatırabiliyorsunuz. Böylece kullanabildiğiniz hacim 350 litreden 1140 litreye çıkıyor. Kapıların açılma açısı biraz daha geniş olmalıydı diye düşünüyorum çünkü bebek arabası yüklemek isteyen bayanlar için hareket alanı biraz dar. Koltukların kapıyla birleştiği kesim noktaları oturan kişilerin kalçalarının boşlukta durmasına neden oluyor ve bu rahatsızlık yaratabiliyor.