Ford Mustang için Sayın Leon Kalma ve Elklasik'e (www.elklasik.com) teşekkürler...
Bu karşılaştırmayı yapma fikri geçtiğimiz sene Prius’u ilk olarak kullandığım gün, geri dönüş yolunda 69 model bir Plymouth Roadrunner ile karşılaşmam sonucu ortaya çıktı. O gün, otomobil dünyasının bu iki zıt kutubunu görmüş olmam oldukça ilginç bir deneyim olmuştu ve o ayki köşe yazım bu konu üzerine şekillenmişti. Dolayısıyla bir Muscle Car ile hibridi birarada görmek, onları aynı anda kullanmak ilginç olabilir, olmasının yanısıra otomobilcilik anlayışımızı gözden geçirmemiz için güzel bir ortam hazırlayabilirdi.
Klasik köşemiz için 1970 model bir Ford Mustang Mach 1 ayarladığımız zaman Toyota ile yapmış olduğumuz küçük telefon görüşmesi geçen yılki köşe yazımı gerçekleştirebileceğimi kanıtlamış oldu bana. Toyota Prius’u alacak, Mustang ile biraraya getirecektik. Bu ikisi için de ilginç bir deneyim olacaktı çünkü büyük ihtimalle iki taraf da birbirleriyle daha önce karşılaşmamışlardı. Acaba ilk görüştüklerinde ne yapacaklar, aralarında ne konuşacaklar, nasıl tepkiler vereceklerdi?
Daha da önemlisi savundukları dönemleri öne çıkarmak için ne gibi silahlara başvuracaklardı? Bu gibi soruların cevabı bugün, burada yanıtlanacak ve otomobil dünyasının iki zıt kutubu, adeta zaman makinesinden çıkmış gibi birbirleriyle yüzleşecekler.
Karşılaştırmamızın Muscle Car temsilcisi olan Mustang, ilk çıkan ‘Pony Car’ modellerindense 60’lı yılların sonunda giderek kızışan Muscle Car savaşı içine girmek için Ford’un biraz daha büyüterek, geliştirdiği 1970 model bir Mach 1. Mustang’in bugünkü görevi, giderek tüketime odaklanan modern otomobil dünyasına karşı ‘saflık’ kavramını savunmak olacak.
Bu epey zor bir görev. Çünkü karşısında modern otomobil dünyasında çığır açan hibrid teknolojisini sonuna kadar kullanan ve teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanan 2010 model Toyota Prius yer alıyor.
Okyanusun diğer tarafından gelen Prius, Mustang’in temsil ettiği her şeye karşı bir duruş sergiliyor: Performans, hızlanma, bol bol yakıt tüketme, motor gürültüsü ve futursuzca etrafa salınan karbon dioksit gazları. Yani, Prius’a bir anti Mustang de diyebiliriz ya da onun gibilerin ölümüne yol açacak oraklı bir elçi...
Peki Mustang’in ne gibi kozları var varlığının devamını garantiye almak için? Ahşap direksiyona ne dersiniz? Peki dört boğazlı karbüratöre? Yok, yeterli değil mi, o zaman çalıştırdığınızda tüm hücrelerinizde hissettiğiniz o muhteşem, senfonik, düzenli ve yırtıcı motor sesine ne demeli? Bu sesi duyduğunuzda saygı duruşuna geçiyorsunuz, tüyleriniz ürperiyor, gözleriniz doluyor...
Evet, bu gerçekten zor bir eşleşme olacak. Artık direksiyon başına geçme vakti geldi
"Prius’a bir anti Mustang de diyebiliriz ya da onun gibilerin ölümüne yol açacak, oraklı bir elçi..."