Sürücüye dönük, büyük ve yüksek orta konsol; 80’li yıllara geri dönüyoruz. Kırmızı fontlu göstergeler size birçok bilgi aktarıyor. Tuşlar, silecek ve sinyal kollarını bir yerlerden hatırlıyor gibiyiz: GM-Opel’den alınmışlar! Ancak bu tasarımın güzelliğini kapatmıyor. Malzemeler, el freninin gerisine konumlandırılmış plastik dışında gayet kaliteli bir hissiyat sağlıyor.
M100’de tamamen deri olan koltuklar, S2’de yarı deri, yarı kumaş olarak karşımıza çıkıyor. Ben S2’de yakalanılan klasik görüntünün M100’e oranla daha şık olduğunu düşünüyorum. Torpidonun üstüne otomobilin limitli üretimden kaçıncı sırada olduğu bir plaket ile belirtilmiş. Testimizin konuğu 800 otomobilden 766’ncısı. Yani oldukça nadide bir parça...Kapı içlerinde ufak tefek eşyalarınızı koyabilmeniz için tasarlanmış şık deri kılıfların haricinde kabinin arka orta kısmında yine bir kılıf bulunuyor. El freni çift kademeli iken, camları ön freninin önünde konumlandırılmış butonlardan açıp kapayabiliyorsunuz.
Kabin oval bir şekilde cama doğru ilerliyor, bu yüzden formu gözünüze hayli ilginç geliyor, cam da ortaya doğru büyük bir kavis alarak biçimlendirilmiş ve bu sayede dar kabinde derinlik arttırılmış. Otomobil ve ön cam alçak olduğundan uzun boylular tente kapalıyken inip binmekte problem yaşamanın yanı sıra, otururken de tenteyle çok dar bir kafa mesafesi taşıyorlar. Ancak benim gibi 1.80 cm boyundaysanız endişelenmenize gerek yok.