Venga’yı 1.4 dizel, 1.6 dizel ve 1.6 benzinli olmak üzere üç motor seçeneğiyle alabiliyorsunuz. Dizel versiyonlar sadece manuel, benzinliyse sadece otomatik şanzımanla geliyor. Burada kullandığımızsa 1.6 lt benzinli, otomatik vitesli versiyondu.
Venga’nın direksiyonuna geçtiğimde ilk olarak eski usul görünen vites topuzu gözüme çarpıyor. 4 ileri oranlı olan, tork konvertörlü şanzıman, göründüğü gibi eski usul kullanım özellikleriyle Venga’nın yeni nesil görüntüsüyle pek uyumlu değil. 4 ileri olması vites oranlarının uzun olduğu anlamına geliyor, bu ekonomi anlamında pozitif bir özellik olsa da turbo beslemeden yoksun olan 1.6 litrelik motorla birleşince ortaya performans anlamında pek de tatmin edici sonuçlar çıkmıyor.
Kia’nın bu konudaki eksikliği ya yeni nesil çift kavramalı şanzımanla ya da turbo beslemeli küçük hacimli bir motorla (mesela 1.4 lt) gidermesinin vakti gelmiş. Buna rağmen şanzımanın şehir içinde rahat bir kullanım sunduğunu söylemeliyim. Geçişleri sarsıntısız ve yumuşak sayılır.
Aslında motor oldukça verimli: 125 bg güç 6300 d/dak ve 156 Nm tork 4200 d/dak. Ancak bu verimlilik şanzıman nedeniyle gölgede kalıyor.
Motor devir çevirme konusunda isteksiz ve gürültüsü kabine beklediğinizden daha çok sızıyor. Dolayısıyla çok da konforlu olamıyorsunuz Venga’nın içerisinde, hızlanmaya çalışmaksa gerçekten sıkıcı olabiliyor zaman zaman. Aynalardan gelen rüzgâr sesi de kabine gereğinden fazla sızıyor.
Süspansiyonların yumuşak ayarlı olması otomobilin konfor odaklı olmasından kaynaklanan, beklendik bir durum. Bu nedenle gövde hareketi fazlaca hissedilsede tutuş yeterli seviyede olduğu için çok da endişe yaratmıyor. Venga zemin bozukluklarını çok seven bir otomobil değil, viraj ortalarındaki tümseklerde, zemin birleşimlerinde çizgisi bozulabiliyor. Düzgün zeminlerdeyse sürüşü oldukça pürüzsüz denebilir.
Venga’nın bu motor ve şanzıman seçeneği bir noktadan diğerine sorunsuz gitmek isteyenler için iyi bir alternatif ama bunun akılda kalıcı olmasını istiyorsanız dizel versiyonlara bir göz atmalısınız.