Mazda’nın güzel kabinler tasarladığını RX-8, 3 ve 6 modellerinden biliyoruz. CX-5’in kapısını bu beklentilerle açarsanız biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. İçerisi biraz karanlık ve kasvetli görünürken, sadece siyah rengin göze çarpması bu etkiyi artırıyor. Bize göre ikinci bir renk bunun önüne geçebilirmiş.
Sade göstergeler, gösterişsiz ön konsol gibi unsurlar kabinin sıkıcı havasını biraz daha öne çıkartırken, sakın aklınıza malzeme kalitesiyle ilgili şüpheler gelmesin. Koltukların üzerindeki deriler gayet kaliteli ve yumuşak seçilmiş, konsoldaki plastikler de aynı şekilde. Konsoldaki butonların hissi de kaliteli olduklarını gösteriyor. Beklediğimizden, daha doğrusu görünenden daha kaliteli bir kabin sizler bekliyor CX-5’te.
Konsoldaki dokunmatik ekranın kullanımı kolay ama bu ekranın üzerindeki fonksiyonların el freninin hemen yanındaki düğme grubunda tekrarlanması kullanışlılık anlamında pek de mantıklı değil. Çünkü burada hayli verimli olabilecek bir alanı kaplıyorlar ve ekrandakinin üzerinde ekstra bir fonksiyon eklemiyorlar.
2700 mm’lik aks mesafesi hayli geniş bir kabini garantiliyor. Hem önde hem de arka tarafta hacim tüm kullanıcıların ihtiyacını karşılayacak cinsten. Bagaj hacmi 503 litre ile rakiplerinden biraz daha küçük ama 40/20/40 oranında katlanabilen arka koltuklar sayesinde 1620 litreye kadar genişleyebiliyor.
Mazda, bu kadar etkileyici bir gövdenin yanında nasıl bu kadar sönük ve yaratıcılıktan uzak bir kabin tasarlanmış pek anlayamadık. En azından diğer modellerdeki gibi daha hareketli, yenilikçi, dinamik bir kabin bekliyorduk.