Sonuç olarak Mini her zamanki gibi. Güzel, keyifli, hınzır, retro, sevimli ve tarz. Ancak sınıfına yeni gelenler bu gibi özelliklerin yanına yeni tasarımları da ekliyorlar ve galiba Mini için en büyük tehlike de bu. Sürüş olarak sınıfının lideri olmaya devam edecek ama teknoloji eksikliği ve bir bakıma ‘tutucu’ diyebileceğimiz tasarımı en büyük zaafları gibi görünüyor.
Yine de imaj olarak muhteşem bir obje. Yarattığı yaşam tarzı konsepti, görünüşü ve sürüşüyle çok ama çok güçlü. Biraz daha yenilikçi olabilirse eksiklerini kapatacaktır. Ama yazının en başında söylediğimiz gibi bu biraz da kendi kendine yaratmış olduğu bir eksiklik, rakipler bunların üzerine oynadılar diye onları suçlayamazsınız.
Anahtarları bırakırken tekrar dönüp bakıyorum Mini’ye. Bunu yaptırıyor işte, kendine baktırıyor, arzulatıyor. Bu sınıftaki bir otomobil için çok büyük bir artı bu...