Dışarıdan bütün sürüş iştahımı kabartan bu makine ile biran önce buluşup dans etmek için sürücü koltuğuna kuruluyorum. Sürüşünüze ilham veren ön yüzündeki karizma ve seksi bakışlar, içeride ayarlanan mükemmel oturuş pozisyonu ile birleşiyor: Olabildiğince alçak, olabildiğince geride...
Ayrıca direksiyonun üzerinden gözüme yansıyan metalik mavi, markanın dilinde koyu safir rengi kaputu bunun arkadan çekişli bir model olduğunu gösterir nitelikte.
Kabin içerisinde ise bazı hayal kırıklığı yaratan noktalar mevcut. Yani içerideyken daha özel hissetmek istiyorsunuz fakat bu pek fazla hissedilemiyor. Direksiyon simidi dışında çoğu şey Jaguar’a yakışacak kalitede değil. Asla kalitesizler denemez ama beklentiniz, dışarıdaki bu harikulade tasarımın içeride de devam etmesi yönünde. Yer yer sert plastikler Premium modellerde pek de alıştığımız şeyler değil açıkçası. Direksiyon simidi ise hem ele çok güzel oturan etli bir yapıya hem de dokusal olarak şahane bir hisse sahip.
Ortada yer alan ekranın ise işletim ve dokunmatik hızı biraz yavaş kalıyor. Menüler arasında dolaşmak zor değil ama alışkanlık gerektiriyor, sezgisel olarak kullanımı zor. Genel tasarım olaraksa bazı ergonomik zorlukla sizi bekliyor XE’nin kabininde. Mesela, kademeli tasarlanmış kapı içleri, cam açma butonlarının pozisyonunu alıştığınızdan daha yukarıda kalmasına neden oluyor, bu da kullanım zorluğu anlamına geliyor elbet.
Hacim olarak bir sıkıntı görünmüyor ama A sütunu başımıza biraz fazla yaklaşmış gibi…