Mazda MX-5 (1998)
MKII- NB (1998- 2005)
Otomobilini kullanmamıza izin veren Sayın Ali Zilelioğlu’na sonsuz teşekkürler…
Orijinal MX-5’in üretiminin başlamasından tam 10 yıl sonra NB adı verilen ikinci nesil piyasaya sürüldü. Bu versiyon orijinal modele göre biraz daha büyük, ağır ve 1.8 litrelik motoruyla biraz daha güçlüydü. Aslında 1.8 litrelik ünite NA’da da makyajdan sonra kullanılmaya başlanmıştı ama 140 bg değil 130 bg güç üretiyordu. Kısacası Mazda motor değişikliği yapmadı, makyaj sonrasındaki üniteyi kullanmaya devam etti, sadece motorda güncelleme yaptı. Bunun sonucunda maksimum tork da 160 Nm’den 162 Nm’ye çıktı. Ayrıca NB’yi 1.6 litrelik motorla da alabiliyordunuz.
Devam modeli olarak lanse edilen ikinci nesil 20 mm uzun (3975 mm), 5 mm geniş (1680 mm) ve 5 mm (1225 mm) alçak tavan yapısıyla öne çıkıyordu. Otomobilin aks mesafesi değişmemişken (2265 mm) iz genişliği önde 5 mm dar, arkadaysa 3 mm genişti. Büyüyen motor ve sunulan ekstra donanımlar (kumaş tavanda gerçek arka cam, 14 yerine 15 inç jantlar gibi) nedeniyle ağırlık 110 kg artmıştı. Ayrıca otomobilde artık söküp takılabilen ve opsiyon olarak alınabilen bir metal tavan seçeneği de sunuluyordu.
Mazda yine de orijinal modelin klasik roadster özelliklerinden vaz geçmemiş, boş ağırlığı, artmış olsa bile sadece 1100 kg’da tutabilmişti. Performans ise biraz artmış, 0-100 km/s 8.5 saniyeye inmiş, maksimum hız 205 km/s’ye çıkmıştı. Mazda hiçbir zaman MX-5’in yeteri kadar güçlü olmadığını düşünmediği için (buna gerek de yoktu) gücü çok az miktarda arttırmış, daha çok yürüyen aksamda değişikliklere gitmişti.
Önde ve arkada yine çift salıncaklı süspansiyon geometrisi kullanan otomobilin iz genişliği arka tarafta biraz daha geniş olduğu için gövde kontrolünün daha sıkı olduğu açıklanıyordu. Ayrıca jant çapının genişletilmesi daha büyük disklerin kullanılmasına (önde 255, arkada 251 mm, eski modeldeyse 235- 231 mm) olanak verirken, genişleyen lastikler sayesinde, zaten iyi olan mekanik tutunma iyileştirilmişti. Tüm bunlar yükselen güçle birleşince ortaya daha sıkı bir MX-5 çıkmıştı.
NA’dan inip NB’ye bindiğinizde bunun yeni nesil değil de bir makyaj modeli olduğunu düşünebilirsiniz. Kabine küçük dokunuşlarla renk katmayı uygun gören Mazda, kabin konusunda ikinci nesile biraz daha özenmiş. Ayrıca hava yastığı içeren ön konsol ve direksiyon da göze daha güzel görünüyor. Açıkçası hava yastığı içeren bir ön konsolun yapı ve tasarım olarak bu kadar farklı göründüğünü daha önce fark etmemiştim. İlginç.
Bu konsolda ‘Nardi’ marka direksiyonun arkasından bakıyor olmaksa ayrı bir keyif. İkinci nesilde belki de en çok üzüldüğümüz nokta kapaklı farların yerini ince, uzun ön farlara bırakması oldu. Ancak bu otomobile teknik olarak bazı getiriler sağlamıştı. Öncelikle kapak sisteminin yok olması otomobile 6 kg ağırlık avantajı sağlarken, rüzgâr direnç katsayısı da 0.39’dan 0.36’ya inmişti. Mazda’nın üzerinde durduğu konu olan aerodinamik verimliliğin arttırılması sonucunda önde sürüklenme azaltılırken arka tarafta hafifçe arttırılmıştı. Bu küçük değişim hız arttıkça otomobilin tutunmasının da artmasını sağlamıştı.
Kısacası ilk jenerasyonda üzerinde durduğumuz o romantik far açma detayı tüketim, performans, verimlilik derken, elle yazılan mektupların yerini SMS’lere bırakması gibi bir hızla, sadece 10 yıl içerisinde yok oldu…
İlginç bir şekilde otomobillerin başında dururken birçok kişi en çok NB’yi beğendiğini söylüyor. Bunun nedeni ilk jenerasyonun biraz ‘demode’ görünmesi olabilir. Ben de şahsen NB’yi daha çok beğeniyorum, oranları daha güzel, gözüme daha oturmuş geliyor. Sanırım tasarım olarak en çok sevdiğim model olabilir.
Daha oturaklı kabinde sürüş pozisyonu üzerinde bazı değişikliklere gidilmiş. Direksiyonun pozisyonu biraz daha geri çekilmişken, koltuğun sırt kısmının eğimi daha iyi ayarlanabiliyor ve bu sayede daha rahat oturabiliyorsunuz. Direksiyon yükseklik ayarı yine olmasa da bu defa pedalların birbirine daha yakın konumlandırılması sayesinde heel’n toe rahat bir şekilde yapılabiliyor.
Özellikle alt devirlerde bu otomobil eski modele göre çok daha canlı hissettiriyor. Motor rahat devirleniyor, istekli şekilde devir çevirebiliyor. Vites geçişleri ilk jenerasyona göre daha sıkı ve net. Mazda bu konuda NB’de bir çalışma yapmış ve vites kolunun daha az direnç göstermesi için uğraşmış. Bunun sonuç verdiğini söyleyebilirim, zira NB’de geçişler çok daha iyi ve uğraştırmıyor.
Direksiyon da NA’ya göre daha tepkili ve geri bilirim olarak daha başarılı. Yol üzerindeki hemen hemen tüm detayları, yüzey değişikliklerini, ön lastiklerin ne kadar tutunduğu gibi bilgileri direksiyondan alabiliyorsunuz. Ayrıca ‘Nardi’ direksiyon simidini kavramak da ayrı bir keyif. Özellikle direksiyon merkez noktasının hemen yan bölgelerindeki tepkisi NA’ya göre farklı. Bu kısım küçük hareketlerle otomobili daha çok yönlendirdiğiniz bölge olduğu için NB’yi NA’ya göre daha hassas kullanabiliyorsunuz. Bu da daha keskin bir sürüş anlamına geliyor.
Hafif debriyaj, zaman zaman aracın arkasını kaydırmak için yetersiz gelebilen gücü anında arka lastiklere aktarmak için çok ideal. Güç yetmedi mi? Bas debriyaja, gaz ver ve ayağını kaldır debriyajdan! NB bu gibi durumlarda son derece kontrollü şekilde kaymaya başlıyor, kıçını güzel şekilde viraj dışına doğru taşırken, sürücüsüne sadece kontrayı verip, yeterli direksiyon hareketini vermek kalıyor. NB ile bu şekilde her virajdan yan çıkabilirken, otomobilin istekli tutunan ön kısmı ‘power drift’ dediğimiz, viraj içinde gaz verip arkadan kaydırma hareketini de yapmanızı sağlıyor. NA’daysa bunun gibi çok yönlü kaymalardansa daha çok debriyaja basarak arkanın kaymasını sağlayabiliyorsunuz. Kısacası NB, NA’ya göre repertuarı biraz daha geniş olan, sürücünün istediğine göre hareket edebilen bir otomobil. NA ise kendi kurallarını kendi koyan yapıda.
Bir diğer harika özellikse pedalların değişen konumu sayesinde rahat şekilde yapabildiğiniz heel’n toe. NA’da pedal bölmesi biraz dar ve gaz ile fren birbirinden uzak olduğu için buraya hem sığmak hem de rahat hareket edebilmek bir meziyet. NB’deyse burası oldukça geniş tutulmuş, pedallar birbirine yaklaştırılmış. Frene bastığınızda pedalın indiği konum neredeyse gazın hemen yanı gibi oluyor. Bu arada hemen ayağı yana kaydırıp ara gaz verebiliyor, vites düşürebiliyorsunuz. Bunu rahat şekilde yapmaya alıştığınızda NB’yi son derece akıcı şekilde kullanabiliyor, virajlar arasında bir ritim tutturabiliyorsunuz.
Ciddi spor otomobillerde bile artık zor bulunan bu sürüş keyfi, rahat kullanım, ergonomi sorunlarının giderilmiş olması ve daha fazla güçle birlikte daha çok mekanik tutunma sayesinde NB şimdiye kadar kullandığım iki MX-5 örneği arasında öne çıkan model oluyor.
Sanki Mazda ilk modeli deneme için yapmış da NB’de bu sorunların üstesinden tamamen gelmiş gibi bir hissiyatı var.
Keşke kapaklı farların verdiği o romantizm NB’de de biraz olsaydı diyerek NC’yi gözüme kestiriyorum…
Üçüncü jenerasyon MX-5'ten devam etmek için tıklayın.
“İlk jenerasyonda üzerinde durduğumuz o romantik far açma detayı tüketim, performans, verimlilik derken, elle yazılan mektupların yerini SMS’lere bırakması gibi bir hızla, sadece 10 yıl içerisinde yok oldu…”