Blue’yu sadece iki motor seçeneğiyle alabiliyorsunuz. 1.4 benzinli, 1.6 dizel. Buradaki versiyon benzinli olan. Her iki motorda da hem otomatik hem de manuel seçenekler mevcut ama manuel şanzıman dizelde 6, benzinli de 5 ileri oranlı.
Değişken zamanlı supap sistemine sahip 1.4 litrelik motor 109 bg ve 139 Nm tork üretiyor. Hacmine göre yeterli denebilir, 1080 kg ağırlığındaki gövdeden dolayı performans yeterli seviyede. 0-100 km/s hızlanma 11.5 sn.
Motor atmosferik olduğu ve gücünü 6300, torkunuysa 5000 d/dak’da ürettiği için Blue’dan yeterli performansı almak için devir çevirmeniz gerekiyor. Alt devriler hayli ölü, bu biraz olsun kısa şanzıman oranlarıyla engellenmeye çalışılmış (son dişli oranı 4.059) ama çok da etkili olmamış.
Bundan dolayı gürültülü bir şekilde kullanıyorsunuz otomobili. Vites geçişleri çok yumuşak, adeta vitesler kendi geçiyor gibi. Debriyajdan gereğinden fazla yumuşak. Aynı şekilde direksiyon da beklediğinizden daha hafif. Blue’nun temel kontrollerinin bu kadar hafif olması şaşırtıcı. Bu otomobili kullanırkenki mekanik hissi azaltıyor ve sürüş keyfini baltalıyor.
Süspansiyon sistemi yumuşak ayarlı: Önde McPherson, arkada çift bağlantılı torsiyon çubuğu Hyundai’in tercihi olmuş. Şehir içi kullanımlarda konforlu olduğunu söyleyebilirim, küçük çaplı çıkur ve tümseklerde sorun yok. Ne var ki birazcık tali yollara yöneldiğinizde süspansiyon sistemi rahatsızlığını dile getiriyor. Yol üzerindeki kot farkları otomobili fazlasıyla etkilemeye başlıyor, ardarda gelen ve otomobilin dört lastiğini birden etkileyen zemin farklarında amortisörlerin yeteri kadar hareketi olmadığını görüyorsunuz. Bu gibi durumlarda gövde gereksiz bir şekilde zıplayama başlıyor. Otomobilin stabilitesi bozulmuyor ama hiç rahat bir sürüş sunmadığını söylemek gerek.
Buna rağmen tutuş tatmin edici. Era, çok kararsız bir yol tutuş karakteri sunuyordu. Otomobilin ne zaman tutunup, ne zaman yolu bırakacağını kestiremiyordunuz. Blue’daysa bu his çok daha az. Tutuşun yok olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz, bunda tabii direksiyonun etkisi büyük. Her ne kadar hafif ve dönüşlerde toplama oranı rahatsız edici seviyede olsa da otomobilin altında neler olup bittiğini bir şekilde sürücüye ulaştırabiliyor. Böyle olunca da çok daha güvenli bir sürüş gerçekleştiriyorsunuz.
Blue virajları çok sevmiyor. Gövde yatıyor ve otomobil önden kayma eğilimi gösteriyor. Ancak önden kayma başladığı zaman bunu kolayca durdurabiliyorsunuz. Ayağınızı gazdan çektiğinizde ağırlık öne biniyor ve arka taraf otomobili yönlendiren kısım oluyor. Kayma anlamında değil, ön tarafı çizgisine sokma anlamında. Bu olumlu bir durum.
Yine de hafif sayılacak bu gövdeyle Blue’nun daha çevik olmasını bekliyorsunuz.
Yüksek devir çevirmeyip, tali yollara girmezseniz konforlu bir şekilde yol alabilirsiniz. Blue bu anlamda görevini iyi yapıyor diyebiliriz.