Accent Era’nın lansmanını daha dün gibi hatırlıyorum. Yaptığı atılım herkesi çok şaşırtmış, yerini aldığı modele göre adeta çağ atladığını düşünmemize neden olmuştu. Nitekim otomobilin adı da (Era) yani Çağ anlamına geliyordu. Basitti, kullanışlıydı, fena görünmüyordu, zengin donanıma sahipti ve dayanıklıydı. Bu nedenle özellikle ticari amaçlı çok tercih edilen bir model olmuştu.
Hyundai, yeni modelin bu kadar ticari amaçlı kullanılmasını istemiyor. Daha çok özel kullanım markanın tercihi. Zaten Blue’ya ilk baktığınızda bunu biraz olsun hissediyorsunuz. Otomobil kesinlikle çok güzel görünüyor; modern, dinamik ve akıcı hatlara sahip.
Çekik farlarıyla vurgulanan ön kısmı ve fazlasıyla dominant, üzerinde kapı tutacaklarının bulunduğu omuz çizgisi otomobilin genel görünüşünü öne çıkartan öğeler olarak görünüyor. Bu çizgi bir şekilde otomobilin dört tarafını da dolaşıyor aslında: Ön tampondan çıkıp, yükselerek arkaya doğru geliyor ve farların üzerinden dönüp, bagaj kapağının üzerinden geçip aynı şekilde diğer tarafa yöneliyor. Bu çizgiyi gözünüzle takip ettiğinizde tüm otomobili de incelemiş oluyorsunuz. Oldukça başarılı diyebiliriz. Buna ek olarak kapıların alt kısmındaki oyuklar da bu kademeli çizgiye bir kontrast oluşturup yan kapıların üzerinde hoş bir hareket yaratıyorlar.
Accent Blue gerçekten gözü oyalayan bir tasarıma sahip. Bu kesinlikle Era’da olmayan bir özellikti. O görünmez bir otomobildi. Ama Hyundai bunu fark edip yeni modeli öne çıkartacak tasarım detaylarına yer vermiş. Bu da modelin pazarlama stratejisiyle tam uyuşuyor.