Hyundai, özellikle tasarım konusunda son dönemlerde büyük bir atılım gerçekleştirdi. Bu konuda birçok rakibinden daha iyi olduklarını düşünüyoruz, gerçekten etkileyici.
Hemen hemen tüm Hyundai modellerinde gördüğümüz ‘Fluidic Sculpture’ tasarım felsefesi, Santa Fe’de ‘Storm Edge’ adı verilen yeni bir akıma dönüşmüş. Aslında aynı temeli paylaşan bu iki akımdan Storm Edge, doğada oluşan fırtınanın ortaya çıkarken ortaya attığı güçlü ve dinamik formlardan ilham alıyor.
Önde oldukça geniş, trepezoid şeklindeki ızgara koyu renk krom detaylarla tamamlanmış. Izgaranın hemen yanındaki büyük farlar ve onların formunu takip eden sis farları Santa Fe’yi hem geniş gösteriyor hem de heybetli durmasını sağlıyor. Burada tamponun alt kısmındaki krom renkli detay ön tasarıma hareket katarken alt bölüme de koruma sağlıyor.
Profili belki de Santa Fe’nin en güçlü görünen kısmı. Derin omuz çizgisi olduğu gibi farların içine entegre olmuşken, arka far grubunun üzerinden başlayan ve omuz çizgisiyle birleşen ikinci çizgi ilginç formlar oluşturuyor. Bunu, yükselen ve krom çerçeveyle kaplanmış cam çizgisi takip ediyor. Cam çizgisinin hafifçe yukarı doğru kıvrılması otomobilin profil görüntüsünün hayli dinamik olmasını sağlıyor.
Yerini aldığı modele göre daha alçak, uzun ve geniş olan Santa Fe’nin aks aralığı 2700 mm ile aynı kalmış. Değişen oranlar ve özellikle alçalan tavan yüksekliği araca daha güçlü bir görüntü kazandırmış ama bundan dolayı otomobilin yerden yüksekliğinin göründüğünden daha alçak olduğu izlenimine kapılıyorsunuz. Tabii bu bir yanılgı.
Üçüncü nesil Santa Fe, Hyundai’ın en karizmatik görünen araçlarından biri. Güçlü yapısı, kendinden emin duruşu ve modern çizgileriyle ona bakanları etkilemeyi başarıyor.