Mercedes yeni C Serisi piyasaya çıkana kadar sürüş konusunda Bavyeralı rakibinin gerisinde kalırken, daima kalite ve imaj gibi konularda öne çıkmayı tercih etti.
Ancak yeni C ile bu değişiyor. Burada, makyajlı versiyonda sürüş konusunda fazlasıyla iddialı bir otomobil var. Bunu ilk olarak direksiyonun arkasına geçtiğinizde hissediyorsunuz.
Sürüş pozisyonu harika, direksiyonun bu kadar geniş ayar seçeneğine sahip olması bunu kolaylaştırıyor. Sürücü koltuğu elekrikli olsa da ileri- geri hareketinin neden manuel bırakıldığını anlamadım. Olmuşken hepsi elektrikli olsaymış ya...
Yeni nesil 1.8 lt’lik turbo motor, 156 bg ile yerini aldığı 1.6 lt’ye göre güç olarak olmasa da tork olarak üstünlük kuruyor: 230 Nm’ye karşılık 250 Nm. Bu 20 Nm’lik artış çok gibi görünmese de etkisi büyük. Otomobil çok daha rahat hızlanıyor ve daha esnek olduğunu anlıyorsunuz. Ancak motor hacminin bu artışı yakıt tüketiminin arttığı anlamına gelmiyor: Tüketim değeri 6.7 lt/100 km ile eski versiyonla aynıyken emisyon değerini 159 g/km’den 157 g/km’ye inmiş. BlueEFFICIENCY ile donatılmış tüm yeni nesil motorlar direkt enjeksiyon sistemine sahip. Bu ibare aynı zamanda motorların Euro 5 normalarına uyum sağladığını işaret ediyor.
Tüm bunların yanında turbo ve hacim artması C180 K’yı çok daha esnek bir otomobil haline getirmiş. Turbo gecikmesi yok denecek kadar azken, gayet başarılı gaz tepkisi oldukça atak bir otomobil kullanmanızı sağlıyor. Ancak bu durum pek de kararlı gibi görünmeyen 7G Tronic şanzıman nedeniyle biraz gölgede kalıyor. Bu, Mercedes’in hemen hemen tüm modellerinde kullanmayı tercih ettiği gayet rafine bir ünite ancak performans konusunda pek de başarılı olduğu söylenemez.
Canı istediği zaman vites küçültüyor, manuel kullanımda da vites topuzuna yaptığınız hareketlere karşı duyarsız kalabiliyor. Biraz daha kesin ve kararlı bir şanzıman arıyorsunuz. Bu, özellikle dağ yolları gibi virajlı ve bol vites değişikliği gerektiren yollarda kendini gösteriyor. Bir de tabii paddle shift arıyor insan, yani direksiyonun arkasından vites değiştirmeyi sağlayan pedalcıklar... Neden yoklar?
Dağ yolları demişken, evet belki Mercedes ve dağ yolları kavramı size biraz uzak gelmiş olabilir ama gelmesin, çünkü yeni C Sınıfı bunu yapmak isteyeceğiniz türden keyifli bir kullanıma sahip.
Performans yeterli ama 156 bg gibi olduğu da söylenemez, daha güçlü, 170- 180 bg gibi hissettiriyor. Motorun kompresörden, turboya geçişi sesini biraz değiştirmiş; daha tok, daha sportif.
Süspansiyonlar biraz daha sertleşmiş gibi. Bu durum konforu çok da fazla olumsuz etkilemezken yol tutuş seviyesindeki artış hatırı sayılır seviyede. Özellikle ani yön değişikliklerine verdiği tepki ve sunduğu gövde kontrolü beklentilerin üzerinde. Otoyol kullanımında da fazlasıyla sakin ve sessiz.
Mükemmel direksiyon sayesinde tutuşun ne zaman yok olduğunu anında anlayabiliyorsunuz. Bundan sonraysa küçük hareketlerle otomobili düzeltmek size kalıyor.ESP’yi kapatıp fazlasıyla keyifli sürüşler gerçekleştirebiliyorsunuz. Önden kaymaysa C Sınıfı’nın repertuarı içinde yok.
Mercedes, klasik sedan özelliklerinin için çok başarılı bir şekilde keyifli sürüş karakterini entegre etmiş ve bunu rakiplerine benzemeden, kendine öz karakteriyle başarılı şekilde harmanlamış. Bu açıdan makyajlı C Sınıfı çok başarılı bir sedan diyebiliriz.