Şubat ayının ilk günlerinde 5 gün boyunda RCZ’yi kullanma şansı elde ettim. Uzun zamandır beklediğim bir otomobildi çünkü Peugeot’dan iyi bir sürücü otomobili görmeyeli bayağı bir olmuştu: 205, 106, 306 GTI modellerinden sonrası tamamen hayal kırıklığıydı. Açıkçası o kadar uzun zaman olmuştu ki Fransız markadan sürücüleri tatmin etmeyen otomobil görmeyeli, geçen yılki ‘artık GTI bizim için yok’ açıklamasının ardından tüm umutlarım yok olmuştu.
Sonra Peugeot çıktı ‘GTI geri döndü’ açıklamasını yaptı. Bizler buna çok sevindik ama bu açıklamanın ardındaki otomobilin adı 308 GT olmuştu. Yani bir harfi unutmuşlardı. Yine de bir umut görmüştük markadan. 308 RCZ konseptiyle umutlarımız yeşermeye başladı. Ama o konsept için ‘ne de olsa üretmezler’ dedik, ‘o iş bitti artık’ dedik, ‘TT’nin direkt rakibi mi? Hayatta olmaz’ dedik. Yanıldık. Hem de ne biçim!
Fransız üretici Scirocco ve TT’ye direkt rakip olacak bu modeli hayata geçirdi ve pazarın bu niş kısmına adını altın harflerle yazdırdı. Peki sadece 1.6 litre turbo motorla (iki güç seçeneği var) ülkemize getirilen RCZ nasıl bir otomobil ve herşeyden önemlisi bu kadar uzun bir süre Peugeot’nun kullanıcıları için sunduğu sürücü otomobili yükünün altından kalkacak mı?