Daha önce BMW motorlu bir Toyota’yı, Verso kılığında test etmiş ve bu kombinasyondan son derece memnun kalmıştık. Benzer bir etkiyi Avensis’ten de bekliyoruz, bakalım bulabilecek miyiz?
1.6 litrelik bu dizel motor BMW imzası taşıyor ve Avensis’in, diğeri 2.0 litrelik 143 bg’lik iki dizel seçeneğinden biri. Diğer alternatiflerse 1.6 lt, 132 bg, 1.8 lt 147 bg ve 2.0 lt, 152 bg’lik atmosferik benzinli. Dizel motorlar sadece manuel olarak alınabilirken, benzili motorlar 1.6 dışında otomatik şanzımanla geliyor.
Avensis’te 1.6 litre dizel ilk defa kullanılıyor. 1598 cc hacmindeki güç ünitesi, 4 silindirli, 16 supaplı, 4000 d/dak’da 112 bg güç ve 2750- 2250 d/dak’da 270 Nm tork üretiyor. 2.0 litrelik dizelden 20 kg hafif olan bu motoru BMW modellerinden çok yakından tanıyoruz. Alman üreticinin otomobillerinde son derece düşük yakıt tüketim değerleri ve emisyon oranlarıyla dikkat çekiyordu, ki Avensis’te ortalama 4.2 lt/100 km tüketim (%9 daha iyi) ve 108 g/km’lik emisyon değeriyle (11g/km düşük) bekleneni veriyor. En azından kağıt üzerinde...
Toyota bu motoru Avensis’e entegre ederken özellikle gaz tepkisi üzerinde durmuş ve hızlı bir tepki göstermesi için motor üzerinde özellikle çalışmış. Hatta istediği tepkileri elde edebilmek için motorun üreticisi olan BMW’den yardım bile almışlar.
Sadece 6 ileri manuel şanzıman ile alınabilen bu BMW dizeli, kullanırken oldukça canlı hissettiriyor. Devir çevirmeyi seven ve hızlı bir şekilde maksimum devrine çıkabilen motor, Avensis’e çevik bir hava katıyor. Ne var ki ani olan debriyaj kavraması ve kemikli vites geçişleri otomobili kullanmayı kaba bir hale getiriyor. Debriyajın kavraması çok kısa, motorun da turbonun çalışmadığı devirlerdeki tepkileri sert olduğu için kolaylıkla ‘stop’ ettiriyorsunuz. Bu nedenle yumuşak bir sürüş elde etmek için bir hayli uğraşmanız gerekiyor. Oysa aynı motoru BMW modellerinde çok daha kibar ve rafine özellikler sergilerken görmüştük. Bir de tabii beklenmedik yükseklikte olan motor sesi var. Motorun tıkırtılı çalışma sesi beklediğinizden çok daha fazla kabine sızıyor ve rahatsız ediyor. Bu Avensis sınıfındaki bir otomobil için gerçekten çok. Ayrıca motor ısındığında belki azalır diye bekleseniz de bu gerçekleşmiyor.
11.4 sn’lik 0-100 km/s hızlanması ve 184 km/s’lik maksimum hızıyla Avensis çok da seri bir otomobil değil. Bunu ondan beklemeli miyiz, bu ayrı bir soru ama gaza tam bastığınızda karşınıza çıkan performans pek iç açıcı değil. Bunun nedeni muhtemelen 1620 kg’lık ağırlık ve ton başına düşen 69 bg/ton oranı. Evet, Avensis pek hızlanmak istemeyen bir yapıda olsa da oldukça az olan gerçek hayat tüketimiyle (5.3 lt/100 km) bunu kompanse edebiliyor.
Makyajla birlikte Avensis’in süspansiyon sisteminde değişikliklere gidilmiş: Önde yeni destek parçaları kullanılmaya başlanırken, taşıyıcılarda kullanılmaya başlanan çelik malzeme sayesinde direksiyon tepkisi ve geri bildirim artırılmış.
Amortisör sertliği konforu artırmak için biraz daha yumuşatılmış, yay sertliği azaltılmış. Bu sayede oldukça konforlu bir otomobil elde edilmiş ki bu bir gerçek. Avensis özellikle bozuk zeminli yollarda ortaya attığı konforlu sürüşü ve sürücüyü bu engebelerden izole etmesiyle öne çıkan bir otomobil.
Arkada kullanılan çift salıncaklı tasarımın da konfora katkısı büyük. Bu yeni tasarım sayesinde mühendisler otomobilin şanzıman sarsıntılarını daha iyi izole edebilirken, daha yumuşak yayları kullanabilmişler.
Avensis akıcı ve rahat bir sürüş sunuyor ama daha önce de söylediğimiz gibi kaba vites geçişleri süspansiyon üzerine yapılan işleri bir yerde boşa atmış oluyor.
Konforlu yapısına bakıldığında Avensis’in iyi yol tuttuğunu söyleyebiliriz. Otomobil kararlı, viraj dönmeye istekli bir yapıda olmasının yanında sürücüsüne de cesaret veriyor. Sadece direksiyon beklediğinizden biraz daha yumuşak yapısıyla keyif kaçırıyor, geri bildirim olarak kağıt üzerinde söylendiği gibi çok da başarılı olmuyor. Fren pedalı biraz yukarıda kavrıyor, fazla pedala basıp ani duruşlar yapmaya alışmak gerekiyor.
Viraj içi tümseklerden çok etkilenmemesi, izinden sapmayan bir yapıda olması eski Avensis’lerde görmediğimiz şeylerdi. Bu arada sürüş pozisyonunun biraz yüksek olduğunu söylemeden geçmeyelim. Özellikle kapılardaki cam seviyesi alışmış olduğunuz seviyenin biraz altında kalıyor ama bu da oldukça iyi bir görüş anlamına geliyor.
Bize göre Avensis hala bir sürücü otomobili değil, olmak da istemiyor. O daha çok ekonomi ve konfor üzerine odaklanmış bir otomobil ve bunları da başarıyla yapıyor. Bunu yapabilmesi Avensis’in sürüş odaklı olmasından çok daha önemli çünkü yazının başında bahsettiğimiz filo müşterileri onun için çok ama çok önemli. Bu kullanıcı kitlesinin önemsediği en son şeylerden biri performans ve yol tutuş. Dolayısıyla Avensis bu motor- şanzıman kombinasyonuyla görevini başarıyla yerine getiriyor diyebiliriz.
Daha fazla sürüş keyfi arayanların zaten Avensis istemeyecekleri aşikar. Bunun için Mondeo, Passat gibi alternatiflere yönelmelisiniz.
Advance, Premium ve Premium Plus donanımlarında alınan Avensis’in test otomobili en çok ekipmanın bulunduğu Premium Plus’tı. Bu donanım listesi hayli kabarık: Geri görüş kamerası, kör nokta uyarı sistemi, anahtarsız giriş sistemi, siyah deri koltuklar, elektrikli ve ısıtmalı koltuklar, 10 hoparlörlü ses sistemi, adaptif farlar, far yıkama sistemi...