Opel Insignia OPC

  • Opel Insignia OPC - 1
  • Opel Insignia OPC - 2
  • Opel Insignia OPC - 3
  • Opel Insignia OPC - 4
  • Opel Insignia OPC - 5
  • Opel Insignia OPC - 6
  • Opel Insignia OPC - 7
  • Opel Insignia OPC - 8
  • Opel Insignia OPC - 9
  • Opel Insignia OPC - 10
  • Opel Insignia OPC - 11
  • Opel Insignia OPC - 12
Teknik Özellikler Detaylı teknik özellikler
Agresif tasarım- Egzoz sesi- Güçlü frenler
Kararsız vites geçişleri- Önden kayma isteği- Ağır gövde
233.900 TL
Motor:
2792 cc, V6 silindir, 24v, turbo, 325 bg 5250 d/dak, 435 Nm 5250 d/dak
Performans:
250 km/s Maksimum hız, 6.0 sn 0-100 km/s
Şanzıman:
6 ileri otomatik, dört tekerlekten çekiş
Ortalama tüketim:
11.4 lt/100 km, 268 g/km
Boş Ağırlık:
1810 kg
Güç/ağırlık oranı:
Ton başına 180 bg
Boyutlar U/G/Y:
4830/1856/1498 mm
Değerlendirme:

Opel, bundan on yıl önce, rakiplerinin güçü modelleriyle rekabet edebilmek için OPC (Opel Performance Center) adı altında bir oluşum içerisine girdi. Amaç farklı sınıflarda Opel’in performanslı modellerini üretmek ve markanın tecrübesini bu modellere aktarabilmekti. Corsa ile hot hatch sınıfında rekabet eden OPC, Astra ile kompakt sınıfta, Insignia ile de orta sınıfta yer alıyor ve bu yaklaşımıyla, yani bu üç sınıfa birden model üreten bir oluşum olduğu için diğer markalardan ayrılıyor.

Yıllardır OPC adı altında oldukça iddialı modelleri kullanma imkanı bulduk ve şimdi de karşımızda OPC’nin son eseri olan ve bu oluşumun 10. yılını temsil eden Insignia OPC var. Bu otomobil aslında tam olarak Audi’nin S4 modeline rakip diyebiliriz: Çünkü S4’teki gibi turbo destekli bir V6 motor ve dört tekerlekten çekiş sistemine sahip. 2.8 lt hacmindeki V6 turbo motoru 325 bg güç ve 435 Nm tork üretiyor. Bu değerlerin sunduğu ciddi performans, hızlı BMW modellerini satın almayı düşünen kullanıcıların da ilgisini çekebilir. Tabii bunun için yeteri kadar iddialı bir otomobil olup olmadığını araştırmak için burada, otomobilin direksiyonundayız.

Insignia OPC, Opel’in bugüne kadar ürettiği en güçlü modeli olduğundan dolayı Opel için çok önemli bir model. Ayrıca ilk kez bir OPC’de kullanılan dört tekerlekten çekiş, elektronik arka kilitli diferansiyel gibi özelliklere de sahip. 325 bg’lik bu performanslı otomobili İstanbul Park’ta kullanıyoruz.

Oldukça agresif ve etkileyici bir gövde kitine sahip olan OPC, yeniden tasarlanmış ön tamponu, çıkıntılı çamurlukları, çift egzoz çıkışı, 19 inçlik OPC jantları ve arka spoyleriyle çok dikkat çekiyor. Özellikle ön tampondaki hava girişleri otomobile mükemmel bir görüntü kazandırıyor.

Kabindeyse Recaro imzalı (bize göre kabinin en iyi unsurlarıydı) koltuklar, OPC logolu direksiyon ve vites topuzu ile alüminyum pedallar dikkat çekiyor. Koltuklar mükemmel, hem görüntü hem de destek olarak çok iyiler, özellikle de pist gibi sert kullanıma açık bir yerde koltukların çok yararını görüyorsunuz. Konsoldaki OPC düğmesine (Flexride sistemini ayarlıyor) bastığınızda göstergelerin kırmızı renge dönüyor olması keyifli bir detay.

Motoru ilk çalıştırdığınızda egzozladan gelen homurtu yüzünüzü güldürüyor. Remus imzalı egzoz sistemi OPS için özel olarak tasarlanmış ve paslanmaz çelikten üretilmiş. Bu sayede standart egzoza göre yüzde 20 daha hafif olduğu söyleniyor ve Opel, akustik mühendislerinin bu güzel ses için özel orta ve son susturucu tasarladıklarını belirtiyor. Homurtulu ses devirler yükseldikçe artıyor ve tüm devirlerde belli miktarda ses kabine sızıyor. Bunlar bir performans otomobilinde olmasını istediğiniz detaylar.

İstanbul Park’ta ilk turumuzu atmaya başlarken dikkatimizi çeken ilk nokta direksiyon sisteminin keskin tepkileri oluyor. OPC modunda hızlı ve net tepkiler veren direksiyon sayesinde 1800 kg’lık otomobili yönlendirmek kolay bir hal alıyor. OPC modundan çıktığınızdaysa daha yavaş ve hafif hale geliyor. Sanırız pistte bu modda kalmaya devam edeceğiz.

Hızlanmaya başlıyoruz ama bu aklımızı başımızdan alacak türde bir hızlanma değil. tabii pistin geniş olması bunun etkisini biraz yok ediyor ama göstergenin yükseliş hızı da öyle delicesine değil. Kararlı ve yumuşak bir hızlanması var OPC’nin.

6 ileri otomatik şanzıman beklentileri karşılayan cinsten değil. Özellikle viraj çıkışlarında tam gaz verdiğinizde olduğu vitesi düşürmesi ve kararsız tepkileri Insignia’nın performansını gölgeliyor. Daha tepkili ve sürüş odaklı bir şanzıman beklerdik OPC’den. Gaz tepkisi de beklentilerimizin altında kaldı. Pedal biraz sertti ve küçük hareketlerde motor buna tam ayak uyduramıyordu. Sport modda virajlarda gövdesi fazla harekete edip yatan Insignia, OPC modunda bunun önüne başarılı bir şekilde geçmesini bildi. Bu modda gövde hareketleri kısıtlandığı gibi, gövde kontrolü de gözle görülür şekilde daha iyiydi. Insignia beklediğimiz performanslı otomobil karakterini kazanmıştı.

Ancak, dikkatimizi çeken bir nokta, her iki modda da otomobilin fazlasıyla önden kaymak istemesiydi. Bunun temel nedeni gövde ağırlığının 1800 kg olması. Önden kaymanın önüne geçmek için otomobilin arka kısmıyla oynamak istediğinizdeyse dört tekerlekten çekiş sistemi nedeniyle bunu yapamıyorsunuz ve daha fazla salınıp daha çok önden kaymaya başlıyorsunuz. Bu da aldığınız keyfi kaçırıyor.

Pist kullanımında Insignia OPC’nin en çok göze çarpan özelliği frenleriydi. Brembo imzalı frenler sert frenajlarda mükemmel bir iş çıkartıp, ağır gövdeyi başarılı bir şekilde yavaşlattı. Ardarda yapılan sert frenlerde biraz gecikme olduğu gözlerden kaçmadı ama pist dışında frenleri bu kadar zorlamayacağınızı göz önünde bulundurursak bu çok da büyük bir sorun değil.

Insignia OPC’yi pist dışında kullanmadığımız için sürüşü hakkında bir şey söylemeyeceğiz ama pistte güçlü frenleri ve gövde kontrolüyle bizleri etkilemeyi başardı. Ondan daha güçlü bir hızlanma bekliyorduk, yumuşak ve lineer bir karakter bulduk. Bize göre OPC, Insignia’da başarılı bir iş çıkarmış ama biraz daha karaktere ve imaja ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Aksi halde BMW müşterileri için dikkat çekici olmayacaktır.

Umarız yakın zamanda yolda da bu güzel otomobili kullanıp bir sonuca varabiliriz...

Yazıyı değerlendir

Yorumlar

Facebook