A45 AMG’yi çalıştırmak için kontağı çeviriyoruz ve inanılmaz egzoz patırdamaları arasında bu özel motor çalışmaya başlıyor. Bu noktada güç ünitesinden biraz bilgi vermekte yarar var. Yazının başında söylediğimiz gibi bu AMG’nin ilk defa 4 silindir kullandığı ve 2.0 lt hacim tercih ettiği bir motor. Euro 6 standartlarına uyum sağlayan motorda direkt enjeksiyon sistemine yer verilmiş. Motorun özel enjeksiyon sistemi olabildiğince düşük emisyon değerine yardımcı oluyor ve özellikle soğuk havalarda motor çalıştırıldığında çok daha verimli bir yakıt püskürtülmesine yarıyor.
Motorun diğer öne çıkan özellikleri arasında tamamen alüminyum krank muhafazası, forged çelik krank mili ve pistonları, düşük sürtünmeli segmanlar, Nanoslide silindir duvarı teknolojisi gibi özellikler var. Çift scroll turbo ile donatılmış motor 1.8 bar basınçla 360 bg güç ve 450 Nm tork üretiyor.
Biraz gaz verdiğimizde egzozdan öyle harmonik sesler geliyor ki resmen bir Kit-Car içindeymiş gibi hissediyorum. AMG egzoz sistemi üzerinde de çalışmalar gerçekleştirmiş. AMG spor egzoz paketinde özel olarak tasarlanmış geniş borular var otomatik kontrol edilen egzoz flap’i bulunuyor. Bu flap direkt olarka SLK 55 AMG modelinden alınmış ve sürücünün gaz girdisi ile motor devirini kontrol ederek çalışıyor.
Kemerler bağlanıyor ve piste çıkıyoruz. Gaza kademe kademe basıyor, her devirdeki tepkiyi çok merak ediyorum, ama motor resmen sonuna kadar bas diye baskı yapıyor çıkardığı seslerle. Her devirde canlı ve çok istekli hissettiriyor. Yüksek gücü lastiklere aktarmakla görevlendirilen AMG Speedshift DCT 7 ileri, çift kavramalı otomatik şanzıman da spor kullanımı kolaylaştırıyor ve destekliyor. Şanzıman üç kullanım moduna sahip: Manuel, Sport ve Controlled Efficiency.
M ve S modlarında vites değiştirme hızları SLS AMG GT süper spor ile tamamen aynı. Bu modlarda motorun yakıt akışını anlık olarak kesiliyor ve egzozdan inanılmaz sesler geliyor. Manuel kullanımda günümüz otomatik vitesleri gibi vites küçültmede problem çıkarmıyor ve kompresyon ile yavaşlamanıza olanak sağlıyor. Bir diğer güzel tarafı ise klasik her AMG’de olduğu gibi siz vites atmadıkça vites yükseltmiyor, yani kontrol tamamen elinizin altında. Yine de vites geçişleri beklediğimiz kadar hızlı ve hisli değil. Bu tip bir spor otomobilde biraz daha karakterli vites geçişleri bekliyorsunuz.
C moduysa daha yumuşak geçişler ve yakıt ekonomisi odaklı bir sürüş vaad ediyor. Bu modda diğerlerinden farklı olarak Eco start/stop sistemi devreye giriyor. Bense pist kullanımı ağırlıklı bir sürüş yapacağım için Manuel ya da Sport modunda kullanıyorum. Şanzımanda bir de RC (Race Start) modu var ki bence otomobilin en keyifli özelliği bu. M ya da S modunda, vites değiştirme kulakçıklarını aynı anda kendinize çektiğinizde bu mod devreye giriyor ve sol ayağınızı frendeyken gaza tam olarak bastığınızda otomobil 3500 d/dak’da deviri sabit tutuyor. Bu esnada çıkan sesler sanki etapta start alan WRC otomobilleri gibi. Ardından ayağınızı frenden kaldırıyorsunuz ve sırtınız koltuğu yapışıyor. Lastik sesi, boşa dönen lastikler ya da arkanıza bıraktığınız duman falan yok. Sadece hızlanma ve mantıksız bir çekiş sizi bekliyor. Bu sayede her daim 4.6 sn’de 100 km/s’ye çıkabilir, ışıklarda yanınıza gelen herhangi bir otomobili üzebilirsiniz.
Otomobilin 4 çeker sistemi (AMG 4Matic) sürekli devrede değil genelde önden çeker gibi davranıyor, 4 çekere ihtiyaç olduğunda arkada ki tekerlere güç iletiliyor. Yani normalde önden çekişli olan otomobil gerekli olduğunda arka lastiklere güç iletiyor ve bu oran 50:50’ye kadar çıkabiliyor. Bu yüzden otomobil genel olarak önden çekişli karakteri sunuyor. Gazdan ayağınızı çektiğinizde ağırlık güzel bir şekilde ön lastiklerin tutuşunu artıyor, şasi kolay ayarlanabilir hale geliyor.
Otomobilin mekanik tutunması ve limitleri çok yüksek. Pistin hızlı ve teknik sekizinci virajının son çıkış noktasına 166 km/s gibi bir hızla dokunurken kendimi trende gider gibi hissediyorum. Tedirgin edici bir durum yok, çekiş ve tutunma kaybı yok. Zorlarsanız önden kayma başlıyor tabii ama bu normal önden çekişli otomobillerin yoldan çıkacakları limitlerde söz konusu sadece. Direksiyon tepkileri çok iyi, ağırlığı tam bu tip bir otomobilden beklediğiniz gibi. Hatta gün içinde direksiyonuna geçtiğim CLS 63 AMG’den bile iyi diyebilirim.
A45’in ESP’si üç moda sahip ve isterseniz tamamen kapatabiliyor, isterseniz yarı açık (Sport Handling Mode) kullanabiliyorsunuz. Ama çok heveslenmeyin arkası neredeyse hiç kaymıyor ya da gücü arka lastiklere ilettiğinde arkadan çekişli karakteri sunmuyor.
Gün içinde hızlı turumu ölçme şansın oluyor ve en iyi turum 2:25 olarak kayıtlara geçiyor. Daha önce Porsche 911 Carrera 4S ile elde ettiğim 2:24 göz önünde bulundurulduğunda A45’in nasıl ölümcül derecede hızlı olduğunu anlamışsınızdır.
A45 AMG kesinlikle bir pist otomobili ama onu satın almayı düşünüyorsanız mutlaka opsiyon olarak sunulan egzoz paketini işaretlemeyi unutmayın.