Vites geçişlerine saygı
S2000, FN2 Type R, FK2 Type R ve son olarak da FK8 Type R. Bu modellerin ortak noktası elbette 2.0 litrelik motorları ama bir diğer özelliği daha var ki bahsetmezsem olmaz: Manuel şanzımanlarının vites geçişleri.
Honda’nın bu konuda gezegendeki en başarılı üreticilerden biri olduğunu söylersem inanın hiç abartmış olmam. Vites topuzu tasarımının eski Type R modellerini andırıyor olması belki otomobilin retro olarak (motor kaputu Subaru’ları andırdığı için onu saymıyorum) adlandırılabilecek tek tasarım detayı olabilir, bunun dışında inanılmaz kararlı geçişleri, muazzam tadında ayarlanmış kemikli yapısı ve kısa yolları sayesinde adeta zevk almak için vites geçirdiğiniz bir otomobil kullanıyorsunuz. Neyse ki motor, devirleri bitirme konusunda fazlasıyla istekli ki vites değiştirmek için çok beklemek zorunda kalmıyorsunuz. Honda bu noktada özel tasarımlı bir volan dişlisi kullanarak debriyajın atalet hissini %25 oranında azaltmış.
Ayrıca eski modele göre %7 oranında kısa olan son dişli oranı sayesinde ara hızlanmalar ve tepki artmış. Sonuç o kadar başarılı ki elinizi vitesten kaldırmak istemiyor, üçüncü viteste gidebileceğiniz yerde altıncı vitese alıyorsunuz. Sonra tekrar 5-4 ve üçe inip bu defa da o çılgınca hızlanmayı yaşamak istiyorsunuz. Bir yerden sonra bunun öyle bir müptelası oluyor ve kendinizi alamıyorsunuz ki her vites değiştirişinizde yüz kaslarınız da el ve ayaklarınızla birlikte çalışıyor. Evet, Type R’ı kullanırken bolca sırıtma, zaman zaman aptallık derecesinde kahkahalar atma ve IQ seviyenizin düştüğünü gösteren bir takım hareketler yapmak standart olarak geliyor. Böylesine bir repertuarı ancak çok ciddi spor otomobillerde bulabileceğinizi hatırlatalım.
Şanzımanla ilgili tek eleştirim vites düşürürken elektronik yazılımın benim yerine heel’n toe yapmasıydı. Bu istediğim gibi efektif çalışan bir sistem değil ama yol bilgisayarındaki ayarlardan kapatıldığını bilmenizde yarar var.
Son derece alçakta konumlandırılmış sürüş pozisyonunun sırrı yeni platformda benzin deposunun ön koltukların altında olmayışı. Bu sayede koltuklar 25 mm daha alçakta konumlandırılmışken, genel ağırlık merkezi de 100 mm azaltılmış. Bu durum temelinde standart bir model olan hot hatch’lerin yaşadığı en büyük krizin ustaca çözüldüğü anlamına geliyor.
Kısacası sürüş konusunun her noktasının oldukça profesyonelce ele alındığı bir otomobille karşı karşıyayız. Type R’ın ulaştığı nokta o kadar yüksek ki buraya kolay kolay bir markanın ya da modelin erişebileceğini düşünmüyorum.
Sonuç
Yeni Type R’ın iyi olduğunu zaten okumuş, videolarından izlemiştim. Benim şaşırdığım konuysa otomobilin hemen hemen her konuda iyi olması, neredeyse kusursuz bir görüntü çizmesi oldu. Onunla ilgili kötü bir şey düşünmeye çalıştığımda aklıma bir şey gelmiyor olması çok ama çok ilginç; belki fiyatı o da zaten ülkemize özel bir durum. Yine de belirtmekte yarar var: 320 bg gücündeki otomobil 323.900 TL’ye satılıyor. Yani her beygire 1000 TL veriyorsunuz da diyebilirim. Eee bir de motor sesi, illa olumsuz bir şey söylemek gerekiyorsa tabii…
Gerçek bir Porsche fanatiği olarak bazen şunu düşündüğüm oluyor: “Acaba Porsche günün birinde önden çekişli bir otomobil üretse nasıl olur?”
Bana kalırsa bunun cevabı Stuttgart’tan değil ama Tokyo’dan verilmiş durumda. Type R, tam olarak önden çekişlilerin GT3’ü konumunda. Hızlı, özel, hissiyat dolu, rekorları alt üst eden bir yapıda ve çekici… Tabii bir de diğer “en hızlılar” gibi kesinlikle unutulmaz.
Tebrikler Honda… Bir önden çekişliden daha ne isteyebilirsiniz ki?
Honda Civic Type R fotoğraf galerisi için tıklayın...
"Type R, tam olarak önden çekişlilerin GT3’ü konumunda. Hızlı, özel, hissiyat dolu, rekorları alt üst eden bir yapıda ve çekici…"