Kullandığım modelin 1.2 litrelik, turbo, Puretech adı verilen 3 silindirli motor olduğunu ve EAT6 tam otomatik tork konvertörlü şanzıman ile kombine edildiğini belirteyim. Bu motor 5500 devirde 110 beygir güç, 1500 devirden sonra da 205 Nm tork gücü üretiyor. Makyaj öncesinde 2008’de 1.2 litrelik motor yer alıyordu ama atmosferikti, turbo desteği yoktu. Haliyle 2008 için çok da mantıklı bir tercih değildi bu.
Her 3 silindirli motorda olduğu gibi bunun da sesi çok güzel. Bu sesin büyüsüne kapılırsanız ortalama yakıt tüketimi değeriniz buna göre şekilleniyor.
Makyajın sürüş üzerindeki etkisi 5 farklı sürüş modu gelmesi ile olmuş: Standart, karlı zemin, çamur (arazi), ESP off ve kum modu. Bu modları vitesin arkasındaki bir butonla değiştirebiliyorsunuz.
ESP off modu 50 km hıza kadar olanak tanıyor ve sonrasında tekrar standart moda kendisi geçiyor. Kar modu hem bu sürüş modlarında bulunuyor hem de Peugeot’nun diğer modellerinden de bilindiği üzere şanzımanın bir kar modu bulunuyor. Aynı zamanda araçta yer alan şanzımanın sport modu da var.
Sürüş modlarına tekrar dönecek olursak; kum modu ile Akfırat dolaylarında birkaç etap yoluna girdim. Pf1 platformunun önden kayması dışında bir eksisini göremedim. Buna çare olarak da araçta tatlı bir ağırlık transferi yapabiliyorsunuz. Araç zaten yerden oldukça yüksek ve süspansiyonların sertliği de orta düzeyde. Virajlarda fren ile öne yığdığınız ağırlık ön kısmın aniden tutunmasına yarıyor. Tam bu esnada ön tutundu diye arkasını da bırakmıyor. Yani kontrollü bir şekilde bu limitlere çıkabiliyorsunuz kum üzerinde. Keza düz asfaltta da virajları bu şekilde dönmeniz mümkün. Lift off yaptığınızda da arkasını bırakmak yerine gövde tamamen kontrollü bir şekilde geliyor ve ESP müdahale etmekte gecikmiyor.
Çamur modunu ise çok kısa deneme şansım oldu. 1 saniyenin altında bir şekilde patinaja düşse dahi çamurdan çıkabilmeyi başardı. Üstelik oldukça engebeli, çukurlu ve dik bir yokuştu denediğim yer. Yani içinizdeki hafif off-road isteklerini çok fazla abartmadan 2008 ile karşılayabilirsiniz tabii ama bunu sınırlar çerçevesinde yapmak gerekiyor. Sonuçta aracın dört çeker olmadığını hepimiz biliyoruz, güç sadece ön tekerleklere aktarılıyor.
Aracın hızlanma performansı inanamayacağınız kadar iyi ve 2008’in buna ihtiyacı vardı çünkü makyaj öncesindeki motorların genel sorunlarının başında düşük performans geliyoru. Vites topunuzun hemen yanında bulunan Sport tuşu ile şanzımanın modunu değiştirirseniz özellikle 0-60 km hızlanmasını 4 saniye civarında tamamlayabiliyor. Bu sırada sizi torque steering gibi baş belası durumlara da sürüklemiyor. Işıklarda birçok otomobilden daha hızlı kalkmanız mümkün. Şanzıman sport modda 6100’e kadar devir çeviriyor. Kesiciye girmemekle birlikte 6100’ün üzerine hiçbir şekilde çıkarmıyor. Bu arada şanzımanı sport moda alırsanız ‘soundaktor’ çok hafiften bir ses veriyor ama hassas değilseniz bunu pek anlayamazsınız. Manuel kullanmak isterseniz vites topuzunu sola çekmeniz gerekiyor. Tatlı ve küçük direksiyonunda ne yazık ki kulakçık bulunmuyor, bunun için ETG6 şanzımanı almalısınız. Yani dizeldeki otomatik şanzımanı…
EAT6 sıkışık trafikteki konforunu da artık kanıtladı. Performanslı kullanım için ise pek geç kaldığı da söylenemez bu şanzımanın. Yani genel olarak tepkilerini beğendim.
Şehir içinde düşük hızlarda süspansiyonu konforlu hissettirse de art arda gelen çukurlarda çalışma aralığı kısılıyor. Yüksek yapısı ile de virajlarda ortalama burulma tepkilerine maruz kalıyor. Fakat şasi hiçbir virajda güvensizlik vermiyor. Fren performansını ıslak zeminde ortalama, kuru zeminde ise yeterli.
Direksiyonu ise bir crossover otomobilden beklemeyeceğiniz şekilde iletişim halinde. Bunu direksiyonu sert yaparak sağlamışlar. Şehir içinde hafiften rahatsızlık veren bu durum virajlarda net tepkiler aldığınızda ortaya çıkıyor. Tabii ki çok keskin cevaplar beklemeyin ama en azından ön kısım yüzüyormuş gibi de hissetmiyorsunuz. Yüksek yapısından dolayı aracı yolda tutmak ve virajlarda zevk almak birazcık da size kalmış bir iş. Peki arazide iş görüyor mu? Evet yeterince.
Son olarak yalıtım ve yakıt tüketimi konularından bahsedeyim. 90 km/s hızdan sonra araç fazlasıyla rüzgâr sesi alıyor. Bunun önüne geçmek pek mümkün değil. 100 km/s civarından sonra da yol sesi gelmeye başlıyor. Motor sesi ise alt devirlerde içeriye pek yansımıyor ama devir yükseldikçe içeri gelen motor sesi zevk veriyor. Asla kötü bir motor sesi yok, hatta egzozdan dahi güzel tınılar çıkarabiliyor.
4 günlük sıkışık İstanbul trafiğinde klima açık bir şekilde sakin kullanım ile 6.9 lt/100 km’lik bir tüketim değeri gördüm fakat motorun sesini dinlemek istediğim zamanlarda ve şanzımanı da sportta aldığım zaman 9.7 lt/100 km’lik bir yakıt tüketim değeri ile karşılaştım. Siz siz olun, aracınızı ekonomik kullanmayı öğrenin…
Son olarak eklemeden geçmeyeyim, Allure donanım paketinde ek olarak aldığınız ‘Safety Pack’ ile gelen park asistanı oldukça başarılı. Özellikle İstanbul gibi park sıkıntısının oldukça fazla olduğu bir şehirde ve hele ki kadın sürücü iseniz, işinize en çok yarayacak donanım. Hem hızlı hem güvenli hem de fazlasıyla başarılı. Hatta direkt olarak yetenekli diyebilirim. Kendisi bir süre sonra size nasıl park edilmesi gerektiğini dahi öğretebilir.