Geldik 1 Serisi’nin en önemli silahına. Kullanıcılar 1 Serisi’ni özellikle arkadan çekişli olduğu ve sürüş zevkini ön plana çıkarttığı için tercih ediyor. Neyse ki bu konuda atılmış bir geri adım yok, hatta yapılan değişiklikler hep olumlu sonuçlar vermiş.
Tabii en büyük değişiklik motorda: Eski modelde kullanılan 4 silindirli, TwinPower turbo motor yerini, 3 silindirli, 1.5 litre, TwinPower motora bırakmış. BMW yeni nesil modellerinde artık ‘modüler motor’ teknolojisiyle ürettiği yeni güç ünitelerine yer veriyor. Alman üretici tıpkı şasilerde olduğu gibi motorda da hem üretim hızını hem de maliyetleri azaltmak için bu teknolojiyi geliştirdi. Buna göre artık her silindir 500 cc hacminde ve 3 silindirli bir motor, 1500 cc hacim üretiyor. Eğer 2 litrelik bir hacim gerekiyorsa 4 tane silindir bir araya getiriliyor ve 2 litrelik motor elde ediliyor. Böylece her hacim içi farklı blok üretilmek zorunda olmuyor ve maliyetler ciddi anlamda azaltılıyor.
1 Serisi’nde bu mantıkla üretilmiş, 3 silindirli, 1499 cc hacminde, TwinPower turbo teknolojisine sahip,136 bg güç ve 220 Nm tork üreten güç ünitesi kullanılıyor. Evet güç ve tork değeri eski motorla aynı ama silindir sayısı az olduğu için ortalama tüketim fabrika verilerine göre 5.5 lt/100 km’den, 4.8 lt/100 km’ye inmiş. Kağıt üzerinde etkileyici olsa da yolda nasıl olduğunu birazdan göreceğiz.
BMW, makyajda 1 Serisi’nin süspansiyon sistemini elden geçirdiğini ve bunun çok daha rafine bir sürüş ortaya koyduğunu açıklıyor. Bunu özellikle şehir içi hızlarında kolay bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Otomobil eskisine göre çok daha sarsıntısız ve sessiz yol alıyor. Eski modelde zaman zaman çukur ya da tümseklerden geçtiğinizde salıncaklarda sallantı olduğunu hissedebiliyordunuz ama yeni modelde bunlardan eser kalmamış. Ayrıca direksiyon sistemi de eskisine göre biraz daha yumuşak ayarlanmış.
Benzinli motor 3 silindirli olduğu için ses olarak eski üniteden farklı bir ses çıkartıyor ama bunun kabine yansıması da eskisine göre çok daha az. Kısacası BMW, yalıtım olarak başarılı bir iş çıkartmış ve 1 Serisi’nin sürüş kalitesini artırmış.
Bunun yanında otomobilin yol tutuşu da son derece başarılı. Özellikle ön taraf oldukça istekli bir tutunma sağlıyor ve kararlı tutuşunu kaybetmiyor. Önden kayma diye bir şey söz konusu bile değil, tabii direksiyonla abartılı hareketler yapmazsanız. Bunun yanında otomobilin arkadan çekişli olması kompakt sınıf Premium hatchback sınıfında tek ve tamamen kendine has bir sürüş karakteri ortaya koyuyor. Virajlara girerken otomobili yönlendirmeniz diğer modellere göre çok daha kolay, direksiyon hissi harika ve gövde kontrolü dikkat çekici. Bu sınıfta böylesi bir direksiyon hissi kolay kolay bulunacak bir şey değil, üstelik sürüş moduna göre sertleşip, yumuşaması da istediğiniz şekilde kullanımına olanak veriyor. Comfort modunda biraz daha yumuşakken, Sport moduna aldığınızda gerçek bir spor otomobil gibi sert direksiyon ağırlığıyla karşılaşıyorsunuz.
1 Serisi’ni kullanırken dikkat etmeniz gereken noktaların başında ıslak zeminler geliyor. Otomobil ıslak zeminlere biraz da fazla hassas davranıyor ve arka kısım hemen huzursuzlanıyor. DSC ya da DTC kapatıldığında dikkatinizin yolda olması gerek, aksi halde istenmeyen sonuçlar doğabilir.
0-100 km/s hızlanması 8.7 sn süren 118, performans olarak da eski 116i’den geri kalmıyor. Yeni güç ünitesi akustik olarak olmasa da istekli yapısıyla dikkat çekiyor. Ses bize göre keyifli ama birçok kullanıcı için de otomobilin karizmasını çizen bir yapıda. Ortalama tüketimiyse İstanbul trafiğinde 8.0 lt/100 km civarlarında geziniyor.
BMW yürüyen aksam olarak elinden geleni yapmış ve makyajda 1 Serisi’nin sürüşünü geliştirmesini bilmiş. Donanım olarak rakipleri çok daha güçlü olsalar da 118i şimdilik tek arkadan çekişli modeliyle sürüş keyfi arayanların tek alternatifi olmaya devam ediyor.