Honda Civic RS

Günümüzde değişim artık markalar için kaçınılmaz hale geldi. Bir zamanlar turbo ile Honda’yı aynı cümle içerisinde kullanmak küfür etmek gibiydi; atmosferik motorlar Japon üreticinin uzmanlık alanıydı ve dünyanın en iyi atmosferik motorlarından bazıları Honda imzası taşıyordu. Ne var ki günümüzde artık atmosferik motor kalmadığı için Honda da mecburen değişime ayak uydurmak zorunda kaldı ve turbo motorları tüm modellerinde kullanmaya başladı. 

Neyse ki Honda’nın turbo motorları karakter sahibi güç üniteleri olarak dikkat çekiyor; özellikle de yeni Civic’teki motor. Kökleri Honda’nın motorsporlarıa programına kadar uzanan bu ünite 1.5 litrelik hacme sahip. VTEC ve Turbo uygulamasını birarada sunan motor 6000 d/dak’da 182 bg güç, 1700-5000 d/dak arası 220 Nm tork üretiyor. Sadece CVT şanzımanla birlikte alınabilen bu motor Civic’e 8.1 saniyelik bir 0-100 km/s hızlanma değeri kazandırıyor. 

Honda, bu motor için geliştirdiği CVT şanzımanın tasarımı ve mühendisliğini Frankfurt’taki AR&GE merkezinde gerçekleştirmiş. Konfor ve performans ihtiyacınızı birlikte sunmak için tasarlanmış vites kutusunun konfor kısmı gerçekten etkileyici. Ancak performans olarak motorun potansiyelini biraz engellediğini söyleyebiliriz. Özellikle tam gaz verildiği zamanlarda şanzıman vites düşürme konusunda geri kalıyor; vites düşürdükten sonraki hızlanma gayet yeterli olsa da bu gecikme sürüş keyfini baltalıyor. 

Öte yandan sadece 1700 d/dak’dan itibaren kullanımınıza sunulan tork sayesinde ortaya çıkan zahmetsiz performans sayesinde Civic’i eski modele göre çok daha rahat ve keyifli şekilde kullanabiliyorsunuz. Beklenen hızlanma rahat şekilde karşılanırken, eski modellerde genel olarak şikayet edilen düşük performans ve yüksek tüketim durumunun da önüne bu şekilde geçilmiş gibi duruyor. 

Devirler yükseldikten sonra motor oldukça istekli hızlanmasıyla dikkat çekerken eski VTEC’leri anımsatan yırtıcılığın bu motorda görülmediğini söylemeliyiz. Bunun yanında yüksek devir çevirme konusunda sıkıntı yaşamayan Civic’in Honda fanatiklerini memnun edeceğini düşünüyoruz. Artık daha lineer, daha yumuşak karakterli bir motorla yol alan Civic için çok daha modern bir otomobil tanımlamasını yapabiliriz. 

Modern derken bunu aslında daha konforlu olarak da tanımlayabiliriz ya da çok yönlü de denilebilir. Evet, Civic yumuşak ayarlanmış süspansiyon ayarıyla şehir içi hızlarında son derece konforlu bir sürüş ortaya atıyor. Hatta kompakt sedan değil de sanki bir üst sınıf kullanıyor gibi bile hissedebilirsiniz. Amortisörler oldukça iyi bir iş çıkartırken izolasyon anlamında da Honda ciddi çalıştığını belli ediyor. Rüzgâr ve motor sesi iyi bir şekilde kabinden uzak tutulurken aynı özen siyah kauçukların sesi için gösterilmemiş. Ama bu da yüksek hızlarda rahatsız edici oluyor sadece. 

Normalde bu kadar yumuşak ve akıcı şekilde yol alan bir otomobilin virajları sevmeyeceğini düşünebilirsiniz ama Civic öyle değil; tutunma limitleri kendine belli eden bir yapıda olsa da kesinlikle tedirgin edici değil. Gövde hareketi elbette mevcut ama uzun gövde yapısından dolayı bunu olması gerektiği gibi hissetmiyorsunuz. Öte yandan sınıfının en iyi tutunanı gibi bir tanımlama yapmamız söz konusu değil. Civic’i kullanırken yüksek performansına ayak uyduran bir yol tutuşu olduğunu bilmeli, arzulu kullanım ihtiyacınızı karışlayacağından haberdar olmalısınız. İş konfor olduğu zamansa eliniz kesinlikle çok ama çok güçlü. 

Eğer iyi bir ritm tutturabilirseniz şanzımandan bile rahatsız olmuyorsunuz. İşi motora bırakıyor, yolun akışına kendinizi kaptırıyorsunuz. Sadece direksiyon, pek de iyi olmayan geri bildirimiyle bu fena-olmayan sürüş karakterine uyum sağlamıyor. Peltemsi tepkileri, zaman zaman gereksiz hafif hissettiren direksiyon sürüşün zayıf halkası olarak görünüyor.