Kabin içi bir MPV için hayati derecede önemli olabilir. Çünkü kullanıcılar bu tip otomobilleri öncelikle kabin pratikliği için tercih ediyorlar. Bu anlamda her iki otomobilin de sadece 5 koltuklu alınabildiğinin altı çizilmeli. Opel, 7 koltuk isteyen kullanıcılar için yakın bir tarihte yeni Zafira’yı satışa sunacak, Kia’daysa henüz kompakt boyutlu bir MPV bulunmuyor.
Her neyse, ilk olarak Meriva’nın kabinine yerleşiyorum çünkü hem kapı tasarımının burayı nasıl etkilediğini hem de Opel’in ilk jenerasyonunda Meriva ile elde ettiği haklı ünün nasıl devam ettiğini merak ediyorum.
Burası genel yapı olarak biraz daha geniş bir Astra izlenimi veriyor. Bunun nedeni kabindeki birçok parçanın (göstergeler, kumandalar, ses sistemi, konsol) Astra bazlı olması. Ancak dikkat çeken ilk nokta ön ve orta konsolun fazla alçak yapısı. Seviye olarak o kadar düşük tasarlanmış ki bir anda kendinizi çok yüksekte oturuyor gibi hissediyorsunuz.
Orta konsola Astra’daki gibi karışıklık hakim. Düğme kalabalığı korkutucu görünmesinin yanısıra kullanım olarak da zor ve dikkat dağıtabiliyor. Ancak işçilik ve malzeme kalitesine diyecek bir şey yok. Plastikler yumuşak, deri kaplı direksiyonun hissi kaliteli, ambiyans aydınlatmasının yarattığı atmosfer güzel...
Meriva’nın kabininde kapıları gibi sıradışı olan bir özellik göze çarpıyor: Ön koltukların arasında bulunan ve bir ray üzerinde hareket eden eşya koyma ünitesi. Bu parçanın kullanımı oldukça kolay ve hareketli olmasının yanısıra, yerinden çıkıp arka koltuklara da hizmet etmesi pratik bir detay.
Arka koltuklarsa oldukça geniş bir oturma pozisyonu sunuyorlar ve ayarlanabilir yapıları değişkenlik özelliğini maksimuma çıkartıyor. Üç farklı kombinasyonda yatırmak ve tamamen düz bir zemin elde etmek mümkün.
Arka kapıları açıp oturmaya çalıştığınızda ters açılan kapıların yararını görüyorsunuz. İki kapı arasında Opel’in güvenlik alanı olarak adlandırdığı bir bölüm oluşuyor ve yolcular aynı yere iniyorlar. Ön kapının 84 derece açılması pek de alışıldık bir durum değil ve iniş binişleri çok kolay hale getiriyor. Arka kapının ters açılması arkaya yük koyarken (çocuk koltuğu gibi) bunu en kolay şekilde yapmanızı sağlıyor ama kapalı otopark gibi dar alanlarda da kullanımı zor.
Gelelim Kia temsilcisine. Venga’da, rakibi gibi markanın mevcut bir modeli olan Cee’d’i baz almış kabin olarak. Plastikler rakibine göre biraz daha kalitesiz ve parlak. Meriva’dan inip Venga’ya binmek sanki sınıf değiştirmek gibi hissettiriyor maalesef.
Venga’nın ön konsolu biraz daha sade olsa da bazı butonlardaki ifade eksikliği kullanımı zorlaştırıyor. Söz konusu subtonların ya aydınlatmaları yok ya da sembolleri çok küçük tasarlanmış.
Kia rakibini iyi incelemiş olacak ki kabin esnekliği konusunda oldukça iddialı ama Venga’nın 4068 mm’lik boyu, rakibinin 4.288 mm uzunluğu karşısında yetersiz kalıyor; bu aslında biraz da Meriva’nın her iki sınıfa da hitap etmesinin nedeni olarak gösterilebilir.
Bu durum özellikle arka koltuklardaki diz mesafesi konusunda kendisini gösteriyor. Tabii koltukları ayarlamak mümkün ama bu pek kullanılabilir durumda değil çünkü en öne getirdiğinizde dizlerinizi koyacak bir yer kalmıyor. Koltukları yatırma işlemi her iki otomobilde de kolay, Meriva'nın 400 litrelik hacmine Venga 440 litre ile cevap verse de bu fark koltuklar yatınca 1500’e, 1253 litre ile Opel lehine dönüyor.
Ön görüş olarak Venga kesinlikle önde. Panoromik cam tavanı sayesinde sanki daha geniş bir kabine sahipmiş izlenimi uyandırıyor. Ayrıca orta konsoldaki eşya koyma gözlerinin kullanımları da daha iyi ele alınmış Venga’da. Meriva’da raylı sistem dışında çok fazla alternatif yokken, Venga daha çok sayıda irili ufaklı göz sunuyor.