Kabine girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken nokta farklı çizgilerin burada da devam etmesi oluyor.
Orta kokpit üzerinize doğru gelen yapısıyla tüm kabini domine ediyor. Aşağı doğru uzanan havalandırma ızgaları ve ona paralel yerleştirilen düğmeler, bu kısmın Fiesta’dan esinlenilmiş (o da cep telefonu tasarımından esinlenmişti) gösteriyor. Buradaki düğme kalabalığı kabinin karmaşık görünmesinin nedenlerinden biri.
Bu kısmın tasarımı Renault Scenic ya da bir VW Touran’da gördüğünüz gibi basit ve sade değil, daha zorlayıcı ve kullanıcıları ürküten cinsten.
Tabii direksiyon da buna katkıda bulunuyor. Üzerinde birçok düğme var ve şekil olarak da karmaşık, gözü yoran bir yapıda. Buradaki düğmelerin amacı elinizi direksiyondan kaldırmamak olsa da bunu yapabilmek için otomobilinizi aldıktan sonra bu düğmeler üzerinde iyi mesai yapmanızı öneriyorum. Çünkü kullanımlarına alışmak zor, her iki tarafta da beşer düğme var ve neyin ne işe yaradığını düğmelere bakmadan ezberlemelisiniz. Aksi taktirde pek de anlamları kalmıyor.
Eski modeli bir hayli fazla kullanan biri olarak, yeni modelin kabin genişliği açısından büyük bir yol aldığını söylemem gerek. Özellikle önde baş, arkadaysa diz mesafesi eski modeldeki en büyük sorunlardı ama yeni modelde bunlar görünmüyor. Alçalan tavan nedeniyle arka tarafta baş mesafesinin nasıl olduğunu merak ediyorsanız buna ‘gayet yeterli’ şekinde cevap vereceğim.
Kabinin bir diğer dikkat çeken noktası kullanılan malzeme kalitesi oluyor. Bu zaten ilk hissettiğiniz noktalardan biri ve yüzünüzde bir gülümseme oluşturuyor. Bolca plastik kullanıldığı doğru ama gözle görüp, elinizle temas ettiğiniz yerlerdekiler olabildiğince yumuşak. Diğer bölgelerdekilerse vasat.
Test otomobilinde bulunan panoromik cam tavanın örtüsünün kapanırken buruşup araya sıkışması, bu kısımın işçiliği hakkında soru işaretleri oluştursa da genel olarak sistemin iyi çalıştığını söylemeliyiz.
Sürüş pozisyonu için çok iyi tanımlaması yapılabilir: Ne bir MPV gibi yüksek ne de bir hatchback gibi alçak. Bu ayar çok iyi yakalanmış. Hafif yüksekte, biraz gömük oturuyorsunuz, bu nasıl oluyorsa!
C-Max versiyonunda sadece beş koltuk var, yedi koltuk için Grand C-Max’i almalısınız. Eğer çok büyük bir aileye sahip değilseniz gerek iç hacim gerekse bagaj hacmi (432 lt) olarak beş koltuklu versiyon yeterli olacaktır; gerektiğinde koltukları 60/40 oranında yatırabiliyorsunuz.
Grand C-Max’in kayan arka kapıları bir devrim niteliğindeyken C-Max’in kapıları geleneksel bir yapıda. Sınıfının en yenilerinden Opel Meriva, ters açılan kapılarıyla bu konuda C-Max’ten daha başarılı, bunu söylemek gerek.