Peki bu kadar güzel görünen ve etkileyici kabiniyle bunu devam ettiren bu kompakt coupe’nin sürüşü nasıl? Bu sorunun cevabını vermeden önce otomobili kağıt üzerinde incelemekte yarar var.
Peugeot Sport, RCZ R modelini özellikle ele almış ve deneyimlerini olduğu gibi bu otomobile aktarmış. Bunu biraz Renault’nun RS departmanının Clio ve Megane modellerine yaptıkları gibi düşünebilirsiniz. Standart bir modeli al ve şasi, motor ve yürüyen aksam müdahaleleriyle ortaya yepyeni bir karakter at. Çoğu zaman işe yarayan bu formül, zaten etkileyici olan RCZ’de de oldukça iyi bir sonuç vermiş.
1.6 litrelik turbo destekli motor standart modelde 200 bg üretse de RCZ R’da bu güç tam 270 bg’e çıkmış. Tork da bir o kadar etkileyici: 1900- 5500 d/dak arası 330 Nm. Bunun için güç ünitesine birçok ekleme yapılmış. Twin Scroll turbo daha yüksek basınçta çalışacak şekilde geliştirilmiş, egzoz manifoldu çelikten imal edilmiş, sıkıştırma oranı 9.1’ye çıkartılmış pistonlar forged ve alüminyum materyalden üretilmiş. Piston kolları modifiye edilmişken, üzerlerinde en yüksek sıcaklıklara dayanacak polimer kaplamalar kullanılmış. Bu özel teknoloji MAHLE ile ortak geliştirilmiş ve dünyada ilk defa RCZ R modelinde kullanılmış.
Tüm bu yenilikçi teknolojiler sayesinde motor litre başına 170 bg ile kategorisinde bir rekor kırarak ne kadar iddialı olduğunu gösteriyor. RCZ R’ın standart modele göre 17 kg hafif olmasıyla birlikte boş ağırlık 1280 kg’a inmiş ve bu sayede 0-100 km/s sadece 5.9 sn’de kalmış. 0-400 metre hızlanma 14.2 sn’yken, 0-1000 metre hızlanma ise sadece 25.4 sn olarak veriliyor. Unutmayın bu değerler 1.6 lt’lik bir otomobile ait!
Son derece alçak ve keyifli bir sürüş pozisyonu sizleri bekliyor. R, oturduğunuz ilk andan itibaren sürücüsüne özel hissettiren bir otomobil. Bir takım kontrolleri RCZ’yi hatırlatsa da sadece o koltuklarda bile son derece özel bir makine içinde olduğunuzu anlayabilirsiniz.
Daha ilk hareketinizden itibaren hızlı bir otomobil kullandığınızı anlıyorsunuz. Gaz tepkisi olabildiğince keskin ayarlanmış, direksiyon RCZ’ye göre biraz daha sert. Güç 2000 devire kadar çok hissedilmiyor ama bu devirden sonra olanları anlayabilmek için beyninizin hızlı çalışması gerekiyor. Devir göstergesi açlık grevinden çıkmış gibi göstergenin dibini görürken, siz tam olarak ne zaman bu kadar hızlandığınızı anlamadan limitöre girmiş oluyorsunuz. Bunun için RCZ R’ı hızlı kullanacağınız zaman vites geçişleri için önceden özel hazırlık yapmalısınız. Test otomobilimiz biraz yıpranmış bir örnek olduğundan dolayı bu tip ani hızlanmalarda torque steer hissediyorsunuz ama daha diri bir örnekte bunun çok da sorun olacağını düşünmüyorum.
Vites geçişleri oldukça net ve keskin olsa da arada biraz kemikli olduğunu düşünüyorsunuz. Kemikli vites geçişleri iyidir ama bazen akıcı sürüşünüzü engelleyebiliyor. Viraj içi limitleriniz olağanüstü yüksek ve tonlarca yol tutuşunuz var. Şimdiye kadar bahsetmediğimiz ama RCZ R’ın en büyük özelliklerinden biri olan Torsen kilitli diferansiyel tutuşa büyük katkıda bulunuyor. Özellikle dar virajlarda otomobilin çizgisinin daralmasını sağlıyor ve geniş virajlara ‘lift off oversteer’ tekniği ile girdiğinizde gaz vererek bu durumun dışına kolaylıkla çıkmanızı sağlıyor.
Bu arada evet, RCZ R arkadan kaymayı seven bir otomobil. Bu şekilde kullandığınızda son derece keyifli ve heyecan verici olabiliyor ve sürücüsünü ödüllendiren bir otomobil olmayı da başarıyor. Tek yapmanız gereken viraja girdiğinizde ayağınızı gazdan çekmek ve o uzun görünen arka kısmın çizgisinden çıkmasını sağlamak oluyor. Bundan sonra küçük bir kontra vermeniz ve gazı dibine kadar yapıştırmanız dışarıdan ‘halk kahramanı’ gibi görünmeniz için yeterli. RCZ R bu tip kullanımlarda zorlanmıyor, tersine kendini son derece rahat hissederek bunun için sizi teşvik ediyor. Bu tabii özellikle ayarlanmış bir şey; arka süspansiyonun yüzde 44 sert olması bunun en büyük nedenlerinden. İyi ayarlanmış, zaman zaman şehir içi kullanımlarda ağır hissettiren direksiyon bu gibi durumlarda çok işe yarıyor. Tepki olarak yeterince iletişim kurmanızı sağlarken, geri bildirim anlamında da kayda değer bir iş çıkartıyor.
Hızlanma oldukça soluksuz ve neredeyse 200 km/s’ye kadar aynı şekilde bitmek tükenmek bilmeden artmaya devam ediyor. Bu esnada egzozlardan gelen ses de sürücüyü tahrik etmek için yetiyor da artıyor bile. Testimiz sırasında RCZ R’ın performansını bir Mitsubishi Evo VIII ile deneme şansımız oldu. Her iki otomobili zorlamamak için sıfırdan kalkış yapmadık ama ara hızlanmalarda geride kalan Evo sürücüsünün gözlerindeki hayal kırıklığını ve şaşkınlığı görmek bile R’ın ne denli hızlı bir otomobil olduğunu anlatmak için yeterli olacaktır.
Belki bir Focus RS gibi yırtıcı ya da vahşi değil ama ölümcül derecede hızlı ve etkili bir otomobil olduğunu söylemek gerek. Megane RS ile kıyaslandığında daha iyi olan sürüş pozisyonu ve daha tepkili direksiyonuyla öne çıkan bir yapıda…
Düşük hızlarda bu tip bir otomobilden beklendiği gibi sert olsa da şehir içi kullanımda yeteri kadar kullanışlı olduğu söylenebilir.
“Tek yapmanız gereken viraja girdiğinizde ayağınızı gazdan çekmek ve o uzun görünen arka kısmın çizgisinden çıkmasını sağlamak oluyor. Bundan sonra küçük bir kontra vermeniz ve gazı dibine kadar yapıştırmanız dışarıdan ‘halk kahramanı’ gibi görünmeniz için yeterli”