Uzun uzun Fluence’ı incelerken tasarımı hakkında beni düşündüren ilk şey temiz çizgileri oluyor. Sade, gösterişten uzak, temiz ve akıcı. Her şeyden önemlisi eski Megane gibi tuhaf yüzeylere sahip değil ve sadece bu yüzden daha çok kullanıcıya hitap edebilir.
Gözünüz herhangi bir noktaya takılmıyor, rahatsız eden bir detay bulunmuyor. Özellikle otomobilin tüm yan tarafını kaplayan ve ön çamurluğa doğru hareket veren çizgi çok önemli bir detay Fluence için. Çünkü o çizgi farların içerisine girip, far grubuna da şekil verdiği için dominant bir rol üstlenmiş oluyor tasarımda.
Ön taraf hatchback Megane ile aynı olsa da arka taraf oldukça kendine özgü çizgilere sahip. Klasik sedan formu uzun bagaj kapağıyla öne çıkartılmış ama bu uzunluk rahatsız etmiyor.
Fluence hayli uzun bir otomobil olduğu için (4620 mm), Renault kompakt sınıf ile üst orta sınıfa hitap ettiğini söylüyor. Haksız da sayılmazlar çünkü oldukça prestijli görünüyor.
Test otomobilindeki gibi Privilege donanımını satın alırsanız 17 inç jantlar (750 TL opsiyon, alınması şart), alüminyum çıtalar gibi premium görünen aksesuarlara sahip oluyorsunuz ki bu sınıfta bunlar otomobili olduğundan değerli göstermek için önemli detaylar.
Megane sedan kendisine baktıran bir otomobil değildi ve belki Fluence’ın en büyük artısı bu oluyor. Privilege donanımında dikkat çeken detaylara sahip ve çok modern görünüyor. Bunlar otomobilleri seven bizim gibi insanlar için önemli detaylar.