Bir kez daha makyajlanan Renault Megane, Antalya’daki lansmanla satışa sunuldu
Yazı: İsmail Terzi/Antalya
Genelde modeller hayatları boyunca bir kez makyajlanır, ardından hayat döngüsünün sonuna geldiğinde yerini yeni modele bırakır. Ama Megane da durum biraz farklı; otomobil ikinci kez makyajlandı ve güncellenmiş haliyle ülkemizde satışa sunuldu.
Yeni Megane, Hatchback ve Sport Tourer olmak üzere iki, Joy, Touch ve GT Line şeklinde üç donanım seçeneğiyle geldi. Otomobilde 1.5 dCi 90 ve 110 bg, 1.6 dCi 130 bg dizel ve 1.6 lt 110 bg ve 115 bg benzinli motor seçenekleri yer alıyor. Ayrıca yeni CVT şanzıman alternatifi artık 115 bg’lik benzinli motorda alınabiliyor.
Megane Sports Tourer’ın 130 bg gücündeki 1.6 dizel motorla yürüyen, manuel şanzımanlı ve GT-Line donanımlı versiyonunda güç, uzunluk ve sportif özelliklerinde hepsi mevcut. Dışarıda Malta mavisi rengi, bana çocukluğumun hızlı vagonlarını hatırlatan gövdesi, 17 inçlik Celsium jantları; içeride ise Renault Sport imzalı kadranı, kırmızı dikişli direksiyonu, nefis spor koltukları ve hızlı otomobil klişelerinden olan alüminyum pedallarıyla karnımı gıdıklayan bu bebeğin direksiyonuna geçmek için çocukluğumuzdaki gibi ‘birim!!!’ diye öne çıkıyorum.
Yaklaşık 15 araçlık konvoyumuzla yollara düşüyoruz… Memlekete yabancı olmanın etkisiyle dikkatimi çoğunlukla trafiğe ve Renault’nun yeni kullanıcı arayüzü olan R-Link multimedya sistemine veriyorum. Bu teknolojiye az sonra tekrar değineceğim fakat öncelikle bahsetmek istediğim farklı bir konu var: ‘Yeni Megane’ dedik ama aslında buradaki otomobile ‘makyajlı Megane’ demek daha doğru olur. Zira araçtaki değişimlerin çoğu ön kısımda yoğunlaşıyor ki bunun nedeni, Renault’nun Clio’yla başladığı ve Captur ile sürdürdüğü tasarım felsefesine Megane’ı da dahil etmek. Bu ne demek? Daha büyük logo, LED gündüz farlarına kavuşan aydınlatma grubu ve yeni tampon tasarımı…
İç mekan da dahil olmak üzere, aracın diğer kısımlarında çok ciddi değişimler olduğunu söylemek güç. İşin aslı, Megane IV gelene dek, dişli rakipler karşısında durumun idare edilmesi gerek ve bu makyaj taze kan anlamına geliyor. Kısaca, kapsamlı bir değişime uğramaktan ziyade, tozu alınmış ev gibi gibi hissettiren bir Megane bulacaksınız.
Öğle arasından sonra otelin yolunu tutarken, bu defa Megane’ın 110 bg’lik EDC’li versiyonuna geçiyorum. Belek yolu oldukça sakin olduğundan biraz gazlayabilirim değil mi? Dikkatimi ilk çeken detay, 110 bg ve 130 bg’lik dizeller arasında öyle aman aman bir performans farkı olmaması. Öyle ki -araçların farklı olduğunu bilmeseniz- 20 bg’lik güç farkını ayırt edemeyebilirsiniz. Bu durumda payı büyük olan çift kavramalı EDC otomatik şanzıman için söylenecek çok fazla şey yok. İşini gayet iyi yapan, vites değişimleri pürüzsüz ve çabaladığım halde kafası karışmayan bir şanzıman EDC. İyi iş…
Koca gövdeli Tourer’ın sürüş karakteri ise beklediğimden daha gevşek. Her haliyle sportif görünen ve kadranında işinin ehli Renault Sport imzası taşıyan bir araca binince beklentiler ister istemez yükseliyor fakat dediğim gibi, alıştığımız Megane’dan daha sportif bir sürüş bulamadım doğrusu. Pedallar, vites değişimleri ve süspansiyonlar oldukça yumuşak. Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, süspansiyon salınımları yumuşak olduğu halde darbe emme konusunda yumuşak davranmıyor Megane. Bu konuda çok dişli rakiplerin olduğu bir gerçek… Yakışıklı vagonun yol tutuş karakteri biraz ilginç. Direkt olmayan bir direksiyon vasıtasıyla yön değiştirmeye başladığınızda arkadaki kütle fazlasının teknemsi hareketler yaptığını hissediyorsunuz. Açıkçası ben bu detaya bayıldım çünkü otomobilin kütlesini kontrol etme hissiyatına tavan yaptırıyor ve virajlarda daha klasik bir sürüş karakteri yaratıyor. Netice olarak, GT-Line paketinin görsellikten biraz daha öteye gitmesi çok tatlı olabilirdi. Hele ki firmanın elinin altında RS gibi bir departman varken…
Darısı Megane IV’ün başına. Daha rafine olan ve spor pakete ‘sportif sürüş’ olayını da dahil ederek RS modelleriyle ‘normal’ modellerin arasında basamak olabilecek bir Megane bekliyoruz...
Sıradaki test aracım dizel, manuel şanzımanlı ve GT-Line paketli hatchback bir Megane. İçeri geçer geçmez acaba diyorum, bu farklı bir paket mi? Zira kabin sportiflik anlamında biraz daha soft ve günlük kullanıma daha uygun. Çok ilginçtir, yola çıkar çıkmaz, Tourer’dan daha doğal bir Megane buluyorum. Bunda kısalan gövdenin payı elbette yadsınamaz fakat sadece sürüş yaparken değil, içeride otururken bile daha dostane ve sıcak hissettiriyor hb model.
R-Link demiştik… Özellikle navigasyon çok düzgün olmuş. Rahatsız etmeyen ve sürücüyü azarlamaktan ziyade yol gösteren bir navigasyon sistemi mevcut Megane’da. Kullanımı biraz alışkanlık gerektirse de aradığım şeyi bulamadığım bir durum olmadı ve yön duygusundan yoksun bir adam olarak köy yollarında bir kez olsun kaybolmadım. R-Link ilerleyen dönemde daha da gelişecektir…
Dizel motorlarla ilgili ne söyleyebilirim ki? dCi’ler dünyanın en iyi dizel motorlarından… Yeniden keşifler yapmaya gerek yok. En az eskisi kadar başarılı, en az eskisi kadar ekonomik.
Farklı, alışılmışın dışında bir sürüş tecrübesine ve bolca alana ihtiyacınız varsa ya da benim gibi ‘steyşın’ fetişistiyseniz Sport Tourer’ı rahatlıkla önerebilirim. Daha doğal ve günlük kullanıma daha uygun olsun derseniz hatchback diyorum.
Yeni Megane 51.500 TL’den başlayan fiyatlarla bayilerdeki yerini aldı...