MINI Cooper S
Cooper S’in içine oturur oturmaz sürüş pozisyonu ve direksiyonun konumundan dolayı yüzünüz gülmeye başlıyor.
Çekiş kontrolü kapatıp, 3 ısınma turunu yavaş ve otomobile alışmaya çalışarak geride bırakıyoruz. Cooper S hızlı kullanması biraz daha zor bir otomobil. Tutuşu çok iyi- GTI kadar iyi – olsa da arka tarafı çok oynak olduğu için biraz fazla direksiyon hareketinde burnunuz anında yan tarafları göstermeye başlıyor.
Bunu kontrol edebilirseniz muhteşem spekteküler ve efektif yol alabiliyorsunuz ama fazla kaçırırsanız da vakit kaybediyorsunuz. Hızlı turlarına başladığımda otomobilin biraz keyifsiz olduğunu hissediyorum. İstediğim oynaklık yok Cooper S’de ve hız göstergesinin altında sürekli olarak stabilite kontrol ışığı yanıp sönüyor.
Pite yöneliyorum ve kısa bir araştırma stabilite kontrol sistemini kapatmayı unuttuğumu gösteriyor bana. Tamamen benim hatam, oysa ısınma turlarında kapalıydı...
Sorun değil, tekrar başlıyoruz hızlı turlara ama sert fren gerektiren her virajda kaçış alanlarını ziyaret etmem işin tadını kaçırıyor. Bunun da nedeni basit; direksiyonun üzerindeki vites pedalcıkları kafamı karıştırıyor. Polo GTI’daki pedalcıklardan sağdaki vites büyütüyor, soldakiyse küçültüyor ve başka bir alternatifiniz yok. MINI’deyse her iki taraftaki pedalcıkların, direksiyon arkasındaki kısımları vites büyütürken, ön tarafındaki bölümleri vites küçültebiliyor. Durum böyle olunca ve GTI’dan inip Cooper’a binince, beyniniz sol elinizle pedalcığa dokununca vites düşüreceğini düşünüyor, oysa Cooper S’in şanzımanına vites büyütme emri vermiş oluyorsunuz. Pirelli’de 2’ye inmeye çalışırken 5’inci vitese çıkınca, haliyle bir anda topraklarda gezinmeye başlıyorsunuz. Can sıkıcı bir özellik bu, zaten yol kullanımında da keyif almamıştım. Neyse ki çaresi var: Vites kolundan vites değiştirmek. Geri çekince büyüyor, ileri itince küçülüyor, bu kadar basit. Kafa karışıklığı yok, toprak maceraları yok!
Sorun çözülüyor ve Cooper S ile sonunda bir ritm yakalıyoruz. MINI temsilcisi GTI’a göre biraz daha önden kaymayı seven bir otomobil ama bunu lift off oversteer karakteriyle kompanse edebiliyor. Ayrıca gaz tepkisi de GTI’a göre çok daha iyi olduğu için viraj ortasında gazla muhteşem şekilde konumlandırabiliyorsunuz otomobili. Pedal o kadar hassas ki yaptığınız her girdi otomobilin ağırlık dağılımını etkiliyor, sanki o gaz değil de ağırlık pedalı gibi. Bu çok ilginç bir his.
Cooper S’in 1.6 lt’lik turbo motoru, rakibine göre 4 bg daha güçlü ama torku 10 Nm daha az. Tork eğrisi ilginç bir şekilde hem turbo hem de supercharger beslemeli GTI motoruna göre daha lineer yapıda ve 1600- 5000 d/dak arası sabit olarak 240 Nm üretiyor, tabii kickdown’da 260 Nm (1700- 4500 d/dak arası) ürettiğini söylemeliyiz. Maksimum güçse 5500 d/dak’da yani, torkun bittiği yerde geliyor. GTI’da ise 4500 devirde ortaya çıkan torktan sonra maksimum güç 6200 d/dak’da üretiliyordu, dolayısıyla GTI’dan maksimumu almak için daha çok devir çevirmeniz gerekiyor. Cooper S ise daha zahmetsiz bir güç kullanımı ve esneklik sunuyor ancak MINI’nin de şanzımanı rakibi kadar etkili değil, bunu söylemek gerek. Hem geçişleri yavaş hem de az önce bahsettiğimiz gibi kafa karıştırıyor.
Frenleri de GTI kadar güven teşkil etmiyor. Fren pedalı fazla yumuşak ve bu durum his olarak pedalı yetersiz kılıyor. Dozajı hissedemiyor, dolayısıyla etkili fren yapmakta zorlanıyorsunuz. Üzerindeki 195/55 16 ebatlarındaki Continental’ler Polo’nun Pirelli’lerine göre biraz daha yumuşak hamurlu. Bu özelliği otomobile de esneklik kazandırıyor.
Arka düzlükte rakibine oranla biraz daha yavaş kalan otomobil, düzlük sonunda şikanı üçüncü vitesle dönüyor ama hem çekiş hem de stabilite kontrolü tamamen kapatıldığı için daha iyi bir güç aktarımı gerçekleştiriyor üçlü kombinasyonda. Son şikanda biraz dışa açılmayı tercih eden Cooper S ile apekse girerken küçük bir lift off ile burununu içeri alıyorum ve daha önce olmadığı kadar dar keserek, mükemmel bir şekilde geçiyorum son apeksi. Daha önce hiçbir otomobille virajın o kısmına değememiştim çünkü buna izin vermiyorlardı, Cooper S ayarlanabilir olmasıyla bunu başarıyor ve hızlı turlarını sona erdiriyor.
ESP’nin kapatılmasıyla Cooper S tam anlamıyla kendine geliyor diyebiliriz. ESP açıkken en iyi derecesi 57.1 sn olan otomobil, sistem kapalıyken ve arkası bol bol kayarken 56.381 sn gibi hayli iddialı bir dereceye imza atıyor. Bu fazlasıyla etkileyici bir değer ama daha da etkileyici olan ESP kapalıyken diğer tur derecelerinin de 56.5, 56.7, 56.4 ve 56.8 olması. Bu onun derecesinin bir tesadüf olmadığını gösterirken ne kadar istikrarlı bir otomobil olduğunu da ortaya koyuyor, üstelik bu derecesini üzerindeki 195/55 16 lastikleriyle elde ettiğini söyleyelim. Belki daha geniş bir lastikle daha iyi dereceler çıkartabilirdi.