Evet yeni Golf’ün tasarımı bilindik, evet rakipleri gibi fütüristik olmaya çalışmıyor ama bunlar gelişmediği anlamına gelmiyor. Golf tutucu görüntüsünün tam tersi olarak o denli büyük bir gelişim gösterdi ki 'Yılın Otomobili' ödülü almasına kimse şaşırmadı diyebiliriz.
Peki nasıl oluyor da böylesine tanıdık görünen bir otomobil Avrupa’nın en çok satan otomobili olup, binlerce kişinin tercihi olabiliyor? Yoksa başarının sırrı tasarımda değil mi?
Aslında soruların cevapları basit: Golf kullanıcıları modelden ne bekleyeceklerini biliyorlar. Kalite, konfor, ekonomi ve rafine sürüş özellikleri her zaman onların otomobillerinin repertuarında olan şeyler, sadece bunun bir adım ötesine ulaşmak onlar için çok önemli. Elbette tasarım önemli ama Golf’te tasarımın ötesinde başka bir çok özellik daha var.
Burada yedinci jenerasyon Golf’ün marka için ne kadar önemli olduğunu belirtmekte yararlı olacaktır. Kompakt hatchback sınıfındaki rekabet diğer sınıfların aksine çok daha çetin ceviz geçiyor çünkü bu sınıf Avrupa’nın en çok satan sınıflarından biri. Dolayısıyla bu kadar ilgi gören bir sınıfta rekabetçi olmayan bir otomobilin hiçbir şansı yok. VW elbette ki bunun bilincinde ve son yıllarda özellikle Hyundai’ın i30 ve Kia’nın Cee’d modellerinin tehditinin ne derece ciddi olduğunu gördüler.
Bunun sonucunda ortaya öyle bir otomobil attılar ki diğer üreticiler gibi bizler de şaşırıp kaldık. Bir önceki jenerasyonun sorunlarından arınan yedinci jenerasyon Golf, en çok satan olmasını beklediğimiz 1.6 lt’lik dizel motoru ve DSG şanzımanıyla konuğumuz oluyor.