Herşeyden önce bu otomobilin benim için çok özel olduğunu söylemeliyim. Nedeniyse kendi otomobilim olması, dolayısıyla onu günlük olarak kullanıyorum. ST’nin hemen hemen her noktasını çok iyi tanımamsa onu her şartta her şekilde kullanmış olmamdan kaynaklanıyor.
ST, Team RS için oldukça önemli bir modeldi çünkü yola ST ile çıktıklarını söylemeliyiz. Bu anlamda otomobil üzerinde epeyce uğraşılmış ancak yine de Team RS, ST’ye özel bir motor geliştirmektense, Ford’un raflarındaki en uygun ürünü Fiesta’ya monte ederek biraz olsun maliyetleri azaltma düşüncesindeydi. Bunun için en uygun güç ünitesi 2.0 lt’lik 145 bg’lik Duratec’ti.
Ancak burada 5 Nm fazla tork (190 Nm 4500 d/dak) ve 5 bg daha fazla güç (150 bg 6000 d/dak) üretiyor. Bu küçük fark ST için özel olarak geliştirilmiş değişken emme sistemi ve yeni egzoz tasarımıyla elde edilmiş. Değişken emme sistemi farklı devirlerde, motorun emme sistemi içindeki gaz dinamiklerini değiştiriyor. Bu sayesinde maksimum torkun yüzde 90’sı sadece 1350 d/dak’da üretiliyor ve 6150 d/dak’ya kadar bu değer sabit kalıyor. Böylece ST alt devirlerde de çok canlı bir karakter sunuyor diyebiliriz. Otomobille dört ve beşinci viteslerde şehir içinde çok rahatlıkla yol alabiliyorsunuz. Tabii bunda otomobilimin ayna mahruti dediğimiz, son dişli oranının kısaltılmış olmasının da rolü büyük. Oranın ne kadar kısaltılmış olduğu hakkında bir bilgim yok (buna yapan kişiye ulaşamadım) ama standart ST’ler ikinci viteste 105 km/s yapabiliyorken, buradaki örnek 97 km/s’de kalıyor...
ST’nin en iddialı olduğu konu sürüş. Zaten Team RS, bu şekilde bir otomobil tasarlamış ve performansından çok sürüşüyle öne çıkan bir otomobil ortaya atmışlar. ST’nin şasi dinamikleri üzerinde bir hayli çalışılmış ve ön yayları standart modele göre yüzde 50 sertleştirirken, arka süspansiyondaki en büyük değişilik torsiyon çubuğunun yüzde 40 sertleştirilmesi olmuş.
Bu ayar ST’nin sürüşü oldukça sert hatta bazı kişiler egöre rahatsız edici derecede sert olmasına yol açıyor. Yoldaki en küçük çukurlar, zemin bozuklukları kabinde olduğu gibi hissediliyor. Bu nedenle amortisörlerin iyi bir iş çıkartmadığını söyleyebilirsiniz ama buna cevabım hayır olacaktır. Amortisörler de oldukça iyi bir iş çıkartıyorlar ve darbe emişleri yeterince iyi, sadece ayarlar biraz fazla sert hepsi bu. Tabii bu sertliğin getirisi virajlarda görüyorsunuz.
Mekanik yol tutuş muhteşem, gövde kontrolü çok iyi. Gövde hareketi var ama sertlikten dolayı bunu hissetmiyorsunuz. Gövde yeterli şekilde yana yattığı için otomobil esniyor ve tutuşun bittiği noktayı çok iyi bir şekilde sürücüsüne iletiyor.
Tutuşun bittiği nokta o kadar yukarıda ki buraya ulaşmanızı pek tavsiye etmiyorum. Çünkü bu noktada ST hemen arkasını kaydırmaya başlıyor. Kontra verip bu durumun önüne geçebiliyorsunuz ama direksiyonun turu oldukça az olduğu için belli hızların üzerinde bu da yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla ST ile hem kendinizin hem de otomobilim limitlerini iyi bilmeli, oyunu ona göre oynamalısınız.
Sabit hızla virajlara girdiğinizde önce biraz önden kaymayla karşılaşıyorsunuz. Hafif bir lift off ile bunu kontrol altına almak çok kolay, lift off yaptığınızdaysa arka kendini bırakmaya başlıyor. Bilinçli bir şekilde yapılan bu hareket sonucunda ortaya çıkan arkadan kayma yukarıdakine göre daha kontrollü bir şekilde gerçekleşiyor. Eğer kendinizi bir kahraman gibi göstermek istiyorsanız ‘lift off oversteer’ karakteriyle bunu yapabilir, ST ile ilah gibi görünebilirsiniz. Şasi dinamiklerinin buna izin veriyor olması belki de ST’nin en büyük silahı.
En rahatsız edici olansa tümsekler ve küçük çukurlar. Böyle zeminlerde otomobilin içinde fazlasıyla sarsılıyorsunuz maalesef. Üstelik 16 inç jantlarla bunu hissediyor olmak daha da kötü. Lastiklerin 195/45 R16 ebadında, yani düşük yanaklı olması bu durumu biraz körüklüyor. Lastikler için Team RS’in tercihi Pirelli’nin ST için özel olarak ürettiği P Zero Nero’lar olmuş. Bu lastikler biraz zert hamurlu olsa da iyi bir tutuş seviyesi sunuyorlar.
ST’nin motorunun hava girişi ve egzoz manifoldu çok sıkıştırılmış durumda ve bu noktalara yapılan küçük müdahalelerle beklediğinizden daha çok güç elde etmek mümkün. Buradaki gibi K&N 57i hava filtresi kiti ve komple egzoz sistemi motorun gücünü 160 bg civarına çıkarmak için yeterli oluyor. Daha yüksek güç içinde Milltek üretimi headers tercih edebilir ya da yazılım kullanabilirsiniz. İngiltere’de ST’ler için Mountune firmasının iki farklı güç kiti var: 165 ve 185 bg. Ama bunların uygulama fiyatları oldukça yüksek.
Fiesta ST’nin motor gücü düşük olsa da hafif gövdesi ve kısa vites oranlarıyla bunun önüne geçiyor ve yüksek yol tutuşuyla çok keyifli bir karakter sunuyor. ST ile birçok rakibinizi pistlerde geçebilir, yola zamk gibi yapışan lastikleriyle arkadan kayarak müthiş eğlenebilirsiniz. Rakipleri bunun gibi dinamik özelliklerden yoksunlar.
Sadece bundan dolayı bir ST ile tanışmanızı öneririm. Hisli yapısı ve 90’lı yılların GTI’larına benzeyen karakteriyle birçok modern hızlı hatchback’ten daha keyifli hissedeceğinize emin olabilirsiniz.