Son derece kompakt görünen otomobil Honda’nın ‘man maximum, machine minimum’ felsefesine göre tasarlanmış. Japon üretici bu düşünceye göre araçta insanlar yani kullanıcılar için olabildiğince fazla alan ayırıyor, kabini ve diğer alanları olabilecek en verimli şekilde kullanıyor. 3995 mm uzunluğundaki Jazz, sınıfının en büyük otomobillerinden biri konumundayken bunu başarılı bir şekilde kamufle edebiliyor.
Tamamen yeni bir platform üzerine şekillenen Jazz, eski modele göre 95 mm uzun bir yapıdayken aks mesafesi de 30 mm arttırılmış. Bunun yanında daha hafif malzemelerin kullanılması sayesinde ağırlık %12 oranında azaltılmış.
Otomobilin kabini olabildiğince ileri taşınmış ve motor bölmesinin bulunduğu bölüm gerçekten çok ama çok kısa. Lastikler de mümkün olan en dış noktalara yerleştirilmiş, böylece kabin hacmi arttırılmış. Ön taraf kısa ve eğimli yapısıyla ilginç bir görünüme sahipken, bir şekilde sportif görünmeyi de başarıyor.
Profilden baktığınızda öne doğru eğimli tasarlanmış omuz çizgisi ve kabinin öne doğru konumlandırılmış olması Jazz’a hareket ediyormuş gibi bir izlenim veriyor.
Arkadaysa omuz çizgisinin başlangıç noktası olan far grubu yukarı doğru tasarlanmış. Otomobilin genel hatlarına zıt bir görüntü çizen bu tasarım bir şekilde sırıtmıyor, tersine Jazz’a daha sıcak bir hava katıyor. Bu bölümdeki üçüncü cam ve tavan spoyleri de göze güzel görünen detaylar olarak kendini gösteriyor.
Yeni Jazz kendini göstermeyi seven, bundan çekinmeyen bir yapıdayken, küçük sınıfta farklı tasarımlara imza atılabileceğini kanıtlıyor. Jazz’a ilk bakışta olmasa da dikkatle incelediğiniz çok akıllı düşünülmüş detaylara rastlayabiliyorsunuz.