Peki hem tasarım hem kabinde bu kadar küçük güncellemeler varken neden makyajlı Polo alayım diye sorabilirsiniz ki bunda son derece haklısınız. Ama şunu da söylemeden edemeyeceğiz: Polo, görünen değil görünmeyen kısımlardaki iyileştirmelerde tüm hünerlerini gösteriyor.
Makyajlı versiyonuyla son derece rafine sürüş özelliklerine kavuşan Polo, sürüş konusunda üst sınıftaki akrabalarını aratmıyor ve kesinlikle sınıfının standartlarını belirliyor.
Test ettiğimiz otomobilde 1.4 lt’lik, TDI, 90 bg’lik dizel motor kullanılıyordu. Eski modelde 4 silindirli olarak kullanılan bu güç ünitesi makyajda 1 silindirden feragat ederek, 3 silindire inmiş. Otomatik şanzımanda güç 90 bg’ken manuel şanzıman için 75 bg olduğu gözlerden kaçmıyor. Motor ilk çalıştırmada biraz kaba olsa da rölantide sürüş esnasında bundan uzak durmayı başarıyor. Elbette bir benzinli motor gibi değil ama eski modelin tıkırtılı sesine göre çok farklı bir yapıda olduğunu söyleyebiliriz.
Her zaman söylediğimiz gibi DSG şanzıman Polo’yu rakiplerinin bir, belki iki adım önüne geçiren ciddi bir avantaj. Vites geçişleri son derece yumuşak olduğu gibi Polo’nun sürüş anlamında Golf gibi hissettirmesinin en büyük etkenlerinden biri DSG. Elden geçirilmiş yalıtım özellikleri, DSG şanzıman ve rafine dizel motoruyla Polo olgun bir küçük sınıf haline gelmiş.
Evet belki dinamizm açısından Fiesta’nın eline su dökemez ama rakibi de onun konforuna ulaşamaz. Polo hızlı kullanması keyifli bir otomobil değil, bunun en büyük nedeni ruhsuz direksiyonu ve cansız şasisi. Yol tutulu kötü değil elbet ama sizi virajlara girmeniz için teşvik eden bir yapıda olmadığı gibi, bunu yaptığınızda size destek de vermiyor. Uyuşuk ve tembel bir yapısı var genel olarak. Yumuşak ayarlı süspansiyon nedeniyle viraj girişlerinde rakiplerine oranla biraz daha fazla gövde hareketi gözlemledik.
Testimiz sırasında elde ettiğimiz 5.2 lt/100 km’lik (fabrika verisine göre 3.5 lt/100 km) ortalama tüketim verisi Polo’nun son derece ekonomik bir model olduğunuz gösteriyor. 0-100 km/s 10.9 sn sürerken bu değer oldukça yeterli.
Bize göre Polo üzerine düşeni yapıyor ve ‘küçük sınıfın rafine olan alternatifi’ rolünü en iyi şekilde yerine getiriyor…