Citroen C3 1.2 PureTech Shine Test Sürüşü

Citroen platform, motor ve şanzıman seçeneklerinde 2017 modeldekine göre bir değişikliğe gitmedi. Test otomobilimiz, 110 bg’lik üç silindirli 1.2 litre turbo motor ve EAT6 adı verilen 6 ileri otomatik (Peugeot, yeni nesil modellerinde 8 ileri şanzıman kullanıyor) şanzımana sahip. Şanzıman aynı olduğu için diğer yeni plaformlu Citoren modelleri gibi otomobilin vites topuzu değişmemiş ve otomatik bir el frenine sahip değiliz. 1.2 litrelik Puretech benzinli motorun aynı zamanda atmosferik (turbosuz) 83 bg’lik bir manuel versiyonu da bulunuyor.

PSA grubundan tanıdığımız ödüllü bu kompakt motor 1165 kg’lık C3 için gayet yeterli bir performans sunuyor. 3 silindirin çıkardığı sportif tınılarla beraber motorun oldukça istekli olduğunu görüyorsunuz. Fabrika değerleri olan 0-100 km/s hızlanması 10 saniyeyi rahat bir şekilde sağlayabilen otomobilin tüketim değerleri ise kağıt üzerinde olduğundan daha yüksek seyrediyor. Fabrika verisi şehir içi tüketimi 5.7 litre gösterse de benim kullanımımda otomobil 7.5 litre gibi bir tüketim sergiledi. Performanslı kullanımda daha yüksek değerler görmeye başlıyorsunuz.

EAT6 otomatik şanzıman vites geçişlerinde pürüzsüz çalışıyor ve start stop sistemi sarsıntısız devreye giriyor. Dilerseniz şanzımanı sport moduna alabiliyorsunuz ve daha devirli bir kullanım hızlanma konusunda otomobilden destek alabiliyorsunuz, vites değişimleri sırasında eğer bardaklığa eşya koyarsanız vitesi hangi konuma aldığınızı bardaklık bölümündeki göstergeden görememek ayrı bir ergonomik sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Genç veya yeni kullanıcılar için direksiyon oldukça hafif ve kullanıcı dostu bir sürüşe sahip. Aynı zamanda gaz ve fren dozajlamasında da otomobil yeni ve deneyimsiz kullanıcıları affedecek şekilde yumuşak bir kullanım deneyimi sunuyor. Yükseklik konusunda sorunu olmayan aracın görüş açıları ferah ve kör nokta konusunda sorunu bulunmuyor. Süspansiyonlar çok yumuşak olmasa da hafif bozuk yollarda içeride 15 mm’lik ilave dolgu köpük minderli Advanced Comfort koltukların da yardımıyla darbeleri emiyor ve kullanıcıyı rahatsız etmiyor.

Makyajlı C3’ün konforlu sürüşü dinamik bir karakter bekleyenleri hayal kırıklığına uğratabilir. Otomobilin limitlerine hemen ulaşabiliyorsunuz ve belirli bir şekilde ortaya çıkan gövde hareketi sürücünün bazı şeyleri yeniden düşünmesine neden oluyor. Evet, C3 belki bu şekilde kullanılması için tasarlanan bir otomobil değil ama herkes de sakin bir kullanım istemeyebilir. Virajları çok da sevmeyen otomobil zorlanmaya başladığında bunu önce önden kaymaya meyilli yapısıyla belli ediyor. Bu durumda ayağınızı gazdan kaldırıp, ön lastiklerin tutunmasını sağlamak için gerekli müdahaleyi yaptığınızda da ESP sistem ‘ben buradayım’ diyor ve anında devreye giriyor. Beklediğimizden erken giren ESP ve çok da zorlanma konusunda istekli olmayan yapısı C3’ün tamamen konfor odaklı bir sürüş üzerine yoğunlaştığını gösteriyor. Ancak böylesine bir şekilde geliştirilen otomobilin eşsiz bir konfor sunmasını bekliyorsanız, C3 bu konuda da çok sıradışı bir performans sergilemiyor; bunu da belirtmek gerekli.

Yine de platform kardeşi 208’den ayrışması ve sakin sürüşlerdeki başarısı C3’ün sürüş karakterindeki güçlü yanlar olarak hanesine yazılıyor...